BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaReferandum ve seçim süreci piyasaları nasıl etkiliyor----

Referandum ve seçim süreci piyasaları nasıl etkiliyor

Referandum ve seçim süreci piyasaları nasıl etkiliyor
24 Ekim 2016 - 06:41 www.finansgundem.com

Hürriyet yazarı Erdal Sağlam, anayasa değişikliği ve erken seçim gibi siyasi gelişmelerin piyasalarda oluşturduğu tedirginliği yazdı. İşte Sağlam'ın o yazısı:

Piyasalar şaşkınlık içinde; her gün yeni bir ekonomik gelişme ve sürpriz siyasi hareketlerden önlerini görmeleri mümkün olamıyor. Tam Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) faiz artışı için son varsayımlara göre planlar yaparken, bu kez de referandum ve seçim telaşına girmiş durumdalar.

Özellikle fon yöneten birimlerin piyasalardaki ve siyasetteki ani hareketler nedeniyle başları dönmüş durumda. Referandum olur mu, olursa nasıl bir sonuç çıkar, olmazsa ne sonuçlar doğurur, ne zaman referandum yapılır da, ardından seçim ne zaman gelir, kestirmeye çalışıyorlar. Tüm bu konularda kestirimde bulunmanın şu anda mümkün olamadığını da görüyorlar.

Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şimdiye kadar tüm siyasi hamlelerini kazanmış olmasından yola çıkarak, piyasa oyuncularında referanduma gidildiği takdirde Erdoğan’ın çabalarıyla “Evet” sonucu çıkmasının yüksek ihtimal olduğu kanısının hakim olduğunu söylemek gerek. Bu arada, referanduma giderken şu anda başkanlık olarak çıta yükseğe konulsa da, MHP’nin desteğini alabilmek için “partili Cumhurbaşkanlığı” sistemine de evet denilebileceğini düşünenlerin sayısının bir hayli fazla olduğunu da söyleyebiliriz.

Bankacılar, her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yine istediğini yaptıracağını düşünseler de, bu kez girilen siyasi sürecin bununla bitmeyeceğinin de farkındalar. Yani hem referanduma gidilirken, hem ardından gelecek seçim sürecinde, hem de bunların sonrasında büyük toplumsal olayların yaşanmasından endişe ediyorlar.

Sonuç olarak; büyük bir belirsizlik dönemi yaşanacağını, bunun da piyasalarda ciddi hareketlere neden olacağını tahmin ediyorlar. Kısa sürede hatta orta dönem için piyasalarda istikrarın korunmasının çok zor olduğunu düşünmeye başladılar.

Merkez Bankası’nın son faiz kararı öncesinde konuştuğumda, bankacıların genel havası buydu. Merkez Bankası’nın Faiz indirme hareketine ara vermesinin bu havayı değiştirdiğini sanmıyorum. Yani yine belirsizlik ve tedirginlik havasının hakim olduğu söylenebilir.

Zaten Merkez Bankası’nın kararı öncesinde Cumhurbaşkanlığı kaynaklarının demeçleri nedeniyle böyle bir kararı beklemeye başlamışlardı. Karardan sonra dolar kuru biraz daha gevşedi ama sonrasında haftayı yine yüksek seviyelerde kapadı. Yeni haftada da kurlardaki bu istikrarsız trendin sürmesi bekleniyor. Özetle; genelde yukarı yönlü bir hareket bekliyorlar ve yakın sürede dolar kurunun nerelere kadar gideceği konusundaki tahminlerinin iyimser olduğunu da söyleyemeyiz.

HÜKÜMET BÜYÜMENİN ÖNEMİNİ GÖRDÜ AMA

Bir bankacı, ekonomide de, sektörlerinde de en önemli sorunun düşük büyüme olduğunu tekrarladı. Hükümetin da aslında bu sorunu gördüğünü ve buna göre önlem almaya çalıştığını kaydeden bankacı, “Ancak siyasi olarak yapılanlar nedeniyle, büyümeyi artırmak için alınan önlemlerin işlemesinin mümkün olamadığını da görüyoruz” dedi.

Irak ve Suriye’deki gelişmelerin ekonomiye dönülmesini önlediğini, alınan önlemlerin tanıtımının bile doğru dürüst yapılamadığını kaydeden bankacı, bunun üzerine son olarak başkanlık tartışmalarının gündeme gelmesiyle, artık büyüme çabalarının iyice geriye itildiğini söyledi.

Seçim süresince popülizmin hakim olmasından, dolayısıyla büyümeyi düzelteceğiz derken mali disipline zarar verilmesinden ve bunun çıkaracağı büyük faturadan kaygı duyuluyor.

Son dönemde politikacıların bankalara aşırı yüklenmeleri kaygı uyandırırken, büyümede önemli rol oynayan bankacılığın zayıflamasından korkulduğu açık.

Özetle; bankacılık kesimi büyüme için tam umutlanmaya başlamışken, siyasi nedenlerle, tam tersine makro dengenin bozulmasından korkmaya başladı.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)