BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkAdnan Bali'den önemli açıklamalar----

Adnan Bali'den önemli açıklamalar

Adnan Bali'den önemli açıklamalar
13 Ağustos 2018 - 10:08 www.finansgundem.com

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, piyasalarda iktisat teorileri dışında gelişmeler olduğunu söyledi

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, BloombergHT’de katıldığı programda, döviz kurundaki dalgalanma hakkında, "Mevduat çıkışı yok. Bizim özellikle son hafta kritik olduğuna göre, bizim bir mevduat çekilişi söz konusu değil. Efektif olarak bakıldığında cuma günü bir miktar artış var. Yönetilemez şeyler hiç değil. Bunlar normaldir" dedi. 

Gökhan Şen’in sorularını yanıtlayan ve "Zor günlerden geçiyoruz. 94 krizi, 96 Asya, 97 Rusya, 99 depremi, 2001 krizi, hepsini yaşadık. Bir kısım dalgalanmalar yaşanması normaldi. Ancak bu sefer farklı. Tabii görmüyorum” diyen Bali, sözlerine, “ Çok ciddi spekülatif ataklar olduğunu düşünüyorum. Kurları iki ülke arasındaki enflasyon farkından hesaplanır diye okulda öğrettiler. Hiçbir teoriye uymadığı düşüncesindeyim" şeklinde devam etti.

Adnan Bali, ardından CNN Türk’te canlı yayında Mine Uzun’un sorularını yanıtladı. Vatandaşları uyaran Bali, "Bu işlerin içerisinde olmayan insanlar bilmediği sularda yüzmemeli! Geliriniz TL ise dolarla işiniz olmamalı.Fırsatçı yaklaşımlar içine girerek, kazanç elde edeceğim diye başlarına iş getirmemeleri gerekir" dedi.

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin Habertürk ve BloombergHT ortak yayını ile  CNN Türk canlı yayınında gündem ve piyasalara dair yaptığı önemli açıklamalardan öne çıkanlar şöyle: 

"ÇOK CİDDİ SPEKÜLATİF ATAKLAR VAR"

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin Habertürk ve BloombergHT ortak yayınında gündem ve piyasalara dair yaptığı önemli açıklamalardan öne çıkanlar şöyle: 

"Zor günlerden geçiyoruz. Spekülatif ataklarla karşı karşıyayız. 94 krizi, 96 Asya, 97 Rusya, 99 depremi, 2001 krizi, hepsini yaşadık. Bir kısım dalgalanmalar yaşanması  normaldi. Ancak bu sefer farklı. Tabii görmüyorum. Çok ciddi spekülatif ataklar olduğunu düşünüyorum. Kurları iki ülke arasındaki enflasyon farkından hesaplanır diye okulda öğrettiler. Hiçbir teoriye uymadığı düşüncesindeyim.

Bütçe açığının GSYH oranı yüzde 2'yi aşacak. Yıl sonunda da 2.5'u aşması bekleniyor. Bunu kıyaslayın, önemli bir mali disiplin göstergesidir. Kamu borç stoğu yüzde 30'ların altındaydı ama yüzde 30'lar seviyesine gitmiş olabilir. Bunun 3 katına gitmiş ülkeler var. 

15 Temmuz'dan sonra da ifade etmiştim. Türkiye'nin 1 yıl kalmış borç tutarı 180 milyar dolar. Bu rakamı verince, nasıl içinden çıkacağız deniliyor ama bu işin özelliği de burada. Bu tutarın 102,5 milyar doları bankaların yükümlülüğü. Bunun da yarısı 50 küsur milyar doları bankaların yurtdışı yerleşiklerin açtıkları mevduat hesapları.

Diğer yarısı da borçlar. Bunların yenilenme oranı yüzde 110'a yakın. Son dönemde düştü, yönetilebilecek bir düzeyde. Merkez Bankası nezdinde tuttuğumuz rezervler 28 milyar dolar. Her an nakte döndürülebilir 50 milyar dolar döviz var.

Reel sektörde 73 milyar dolarlık reel sektörün yükümlüğünün 48 milyar doları mal ve hizmet taahhütünden dolayı yükümlülükler. Diğeri krediler. 12 aylık kümülatif yüzde 130'lar civarında. 

Bankacılık sisteminde açık pozisyon yok. Finansal kesimin dışında ise açık var. Bu da 217 milyar dolar seviyesinde. Kısa vadede ise reel sektörün 6,5 milyar dolar artı pozisyonu var. Bu pozisyon da 2013'ün ortalarından itibaren reel sektörün artıye geçmiş olduğunu görüyoruz. Sermayedarların bulunduğu artı pozisyonlar bu hesapta yok. 

"BU BİR EKONOMİK SAVAŞ, ŞİMDİ EYLEM ZAMANI"

Cari açık 5,7 seviyesinde. Bu ülke cari açıkta çift basamaklı orana yaklaştığı sırada, petrol varili 130 dolar olduğunda kur atağı yemedi. Seviyeler bu seviyedeyken kur atağı yedi. Gelinen seviyeleri görünce üzülüyorum. Borcu olan var, olumsuz etkilenen var. Yatıştırmamız lazım ama ekonomik olarak almamız gereken önlemler var.

Geçen haftaki gelişmelere baktığınız zaman bunun normal piyasa dinamikleri içinde açıklanması zor. Bu bir ekonomik savaş. Bize düşen kısmı var; bunu öngörebilmeli, çok çabuk aksiyon göstermeliyiz. Şu an eylem zamanı.

Bankalar birliği olarak oluşturduğumuz çerçeveyi paylaşma imkanı bulduk. Kapsamlı, teknik bir eylem planı ve bu eylem planından sorumlu olan kişilerin sorumluluklarının belirlenmesi, kamuoyuna taahhütte bulunması ve sürekli olarak performansın şeffaf bir şekilde paylaşılması. Bunun bizi farklı bir noktaya getireceğini düşünüyorum. 

BANKALARDAKİ DURUM

Mevduat çıkışı yok. Bizim özellikle son hafta kritik olduğuna göre, bizim bir mevduat çekilişi söz konusu değil. Efektif olarak bakıldığında cuma günü bir miktar artış var. Yönetilemez şeyler hiç değil. Bunlar normaldir. Güvenlilik çok önemli bu dönemde.

Diğer taraftan bizim hesaplarımızdan gelen döviz alım satımlarında olağanüstü bir şey yok. Döviz alım satımlarımız geçen hafta nötrdü. 15 Temmuz'dan farklı tarafı, çok ciddi bir döviz satışı görmüştük. Bu defa insanlar izliyorlar.

"SADECE REFAHI PAYLAŞMAK İÇİN BİR ARADA DEĞİLİZ"

Parayı sistem dışına çıkarmak. Bireylerin, kuruluşların bunları yapması açısından değerlendirme yapmam doğru olmaz. Yurttaşsınız, çıkardığınız parayı bu ülkede kazanmışsınız. Bu doğru olmaz. Biz bu ülkenin sadece refahını paylaşmak için bir araya gelmiş bir topluluk değiliz.

Vatandaşlara, kurumlara, kuruluşlara iş düştüğünü düşünüyorum. Bu kurum Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Büyük Taarruza denk getirilerek kurulmuştur. Bizim bu bilinçle hareket etmemiz gerekiyor. Burada bazı hayal kırıklıkları yaşıyorum. Ekonomide kaynak tahsisi önemlidir. Mudinin bize emanet ettiği kaynakları kullanıyoruz. Bankacılık sistemi tecrübeli, iyi yönetiyoruz. 

Kur seviyelerini yönetilebilir bir istikrar içerisinde oturtabilmemiz önemli. Faiş artışları öngörmek gerçekçi değil. Bankamız için sermaye artışı öngörmüyoruz. Biz şu anda mevcut bilançomuzu, özkaynağımızı iyi yöneterek, olağan dönemlerle yönetme tekniğimizi sergileyerek atlatma durumundayız. 

FAİZ SEVİYESİ

Faiz oranlarının artık çok kritik bir seviye olma noktasında değilim. Bizim işleyen serbest piyasa mekanizmalarıyla sürdürmemiz öncelikli. Faizin yüksek olması kötü bir şey. Banka bilançoları açısından kötü. Bir faiz yükselişi sırasında biz 35 gün içerisinde mevduatların yeniden fiyatlanmasıyla maliyet artışına maruz kalıyoruz. Net faiz marjları daralıyor. Bankacılar yüksek Faiz talebinde olamaz. En yüksek karları düşük faizde elde ederiz. Yüzde 16'dan yüzde 5'lere indiğinde banka karları yükselmişti.

Bankacılık seviyesinin aktif kalitesi, reel sektörün borçları gibi unsurlar konuşuluyor. Bunlar tabi kaygılar. Makroekonomik anlamda baktığımızda değerlendirmeyi atladığımız unsurlar var. Turizm konusunda; bunlar yılın ikinci yarısında kanalize olacak. Hepsini bir arada değerlendirerek, son dönemdeki kaygılar dile getiriliyor. 

Global kriz sırasında çok ciddi daralma sırasında bu oranlar yüzde 5-6'lara kadar gitmişti. Bu da görüşmemiş şeyler değil. Önemli olan bu oranın yükselmiş olması bir daha tahsil edilemez hale gelmiş anlamına gelmez. Burada olabilecek önlemleri alabilerek gitmek. Bu kredilerin önemli bölümü banka bilançolarına hasar yaratmadan halledilebilir. 

Zor günlerden geçiyoruz ama bu zorlukları ilk defa yaşayan ülke değiliz. Kriz yönetme becerisi olan bir ülkeyiz. Çok iyi bir koordinasyonla, dahili gündemlerle kafaları karıştırmadan, dışarıya dönük taahhütlerimiz bakımından yapmamız gerekenleri yapmalıyız."

BALİ’DEN VATANDAŞLARA UYARI

CNN Türk’te piyasalardaki hareketliliği değerlendiren İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali'nin açıklamalarından satır başları şöyle:

"Bizler olağan zamanlarda pek görünen insanlar değiliz. Ülkenin zor günlerden geçtiği günlerde sorumluluk alma gereği hissediyoruz. Kurlar tahammül sınırlarını aşar seviyelere ulaştı. İş Bankası kurulduğu günden bugüne kadar aynı sorumluluk ile yönetilmektedir. Yine aynı şekilde devam ediyoruz. Kurlar konusunda bize sorumluluk düştüğünü biliyoruz. Belli noktalardan sonra davranışların da rasyonel olmayan paylaşımlarla etkilendiğini görüyorsunuz. Bizler teknik konularla insanları bilinçlendirmezseniz bu tür paylaşımlar dolduruyor.

2001 krizi ile bugün yaşananlar aynı şeyler değil. O dönemde öz kaynaklarımız 10 milyar dolarlar seviyesindeydi ve kurlardaki yüzde 30'luk artış öz sermayemizin tamamını götürüyordu. Eğer bu kur artışları o zaman yaşansaydı bankacılık sektörü yerle yeksan olurdu. Bugün aynı sorun söz konusu değil. Sadece sermaye yeterlilik rasyolarımız düşürüyor. 

Sermaye yeterlilik rasyolarının gerilemesi dışında kurlardaki artışın bir diğer etkisi, bankaların kredi verdiği şirketlerin finansal tablolarındaki bozulmaların bankalara yansıması olabilir. Şu anda Türk bankacılık sektöründeki sorunlu kredi oranı yüzde 3 seviyelerinde. Yunanistan'da bu oran yüzde 40'ları aşmış durumda. 

Kurlarda dengeyi bozan spekülatif taleplerdir. Bu arada önemli olan hane halkının işi olmadığı halde dolar alıp satmamasıdır. Hiç bu işlerin içerisinde olmayan insanların bilmediği sularda yüzmesinin ne anlamı var. Geliriniz TL ise dolarla işiniz olmamalı. Bizim bankamızda son hafta içerisindeki alış satışlara baktığımızda, alışlar ve satışlar arasında bir denge var. Nötr durumdayız. Cuma günü ise hacimler artıyor ama yine denge söz konusu... Mevduatlarda bozulma yok, DTH'larda bir artış oldu. Ancak vadesinde önce hareketler ve mevduat kapanması gibi trendler görmüyoruz. 

Kredi kuruluşlarının almış olduğu kararlar benim sorunlarım arasında geliyor. Tutarlı davranışlar görmüyorum. Türkiye uzun yıllar içerisinde almış olduğu yatırım yapılabilir ülke notunu çok kısa bir zamanda kaybetti. Bütün bir milletin yatırım konularını ilgilendiren bir husustur. Ancak bu rayting kuruluşlarının bir nesnellik kuruluşlar olarak görmemek gerek. Bal gibi de politik ve ekonomik konjoktüre göre kararlar alırlar. 

Güney Afrika'nın büyüme oranı yüzde 1,3, Türkiye 7,4, Güney Afrika'da işsizlik yüzde 27,5, Türkiye'de yüzde 10,9... Ama Türkiye'nin kredi notu GÜney Afrika'nın notunun altının da altında. 

Çok açık olarak ifade edeyim. 3 tane rayting şirketi ne demek. Sayısız Banka ve sayısız şirket belirsizlik ortamlarında iş yapıyoruz. Ancak koskoca piyasayı 3 tane kurum denetliyor. Peki onların rekabeti nerede! Büyümenizi yüzde 1 olarak görüyor, siz yüzde 5 büyüyorsunuz. Son raporunda revize ettim diyor. Görüyorsunuz ki; pardon bile diyen yok!

Türkiye'nin bütçe açığının GSYH oranı uzun yıllar yüzde 1 ila 1,5 aralığındaydı. Son dönemde kamu harcamalarının artmasıyla yüzde 2'nin biraz üzerine gelecek. Bu oran bu yılın sonuna doğru yüzde 2,5'lara kadar çıkacağı söyleniyor. Buna rağmen Maastricht kriterlerinde de çok olumlu olarak ayrışıyor. 

MERKEZ BANKASI’NDAN BİR FAİZ ARTIŞI BEKLİYORUM

Kamu borç stokunda GSYH oranı yüzde 30'ların üzerinde... Avrupa Birliği'nde brçok üyeye göre çok daha iyi  durumda.

Türkiye'nin vadesine 1 yıl kalan borçlarımız 180,6 milyar dolar... İşin rengi o değil, bunları kamuoyuna çok iyi anlatmak gerekiyor. Bunun 102 milyar doları bankacılık sektöründe... Bunların yarısı yurtdışı yerleşiklerin bizde açtıkları mevduat hesapları... Kalan borçlar için Merkez Bankası nezdinde tuttuğumuz rezervlerimiz var. Merkez Bankası'nın döviz rezervleri var. Bir yandan da bizim her an nakde çevirebilir 50 milyar dolar nakdimiz var. 

73 milyar dolar reel sektörün borcu var. BUnların 48 milyar doları mal ve hizmet karşılığı olan taahhütler... Kalanın 25 milyar doları nakit ödemeler. Borç çevirme oranlarına baktığımızda da yönetilemeyecek pozisyonlar değil. 

Açık pozisyonlar... Bankacılık da açık pozisyon yok, reel sektörde 217 milyar dolar...

Bu rakamlara bakınca yaşananları ekonomik temellere dayandırmak mümkün değil, o nedenle spekülatif ataklar diyoruz. 

Söylem zamanı değil, artık eylem zamanı. Bugün MB başta olmak üzere tüm uygulamalar çok yerinde. Çok ciddi bir kriz tecrübemiz var. Çabuk refleks gösterilmesi gerekiyordu, öyle de yapıldı. Çok net somut aksiyon planları gerekiyor. İyi niyetli poltika ilişkileri iyileştirir.

Vatandaşlara uyarımız, bilmedikleri sularda yüzmesinler... 1994 yılından bu yana hazine ve fon yönetiminde görev yaptım. Futures'ı Swap'ı bilirim. 1 dolar dövizle tasarrufum olmamıştır.. Sadece yurt dışına çıkarken ihtiyacım kadar alırım. Fırsatçı yaklaşımlar içinde olmamaları. Kazanç elde edeceğim diye başlarını iş getirmemeleri gerekir. 

Merkez Bankası'ndan bir faiz artışı bekliyorum, olmalı da...

ETİKETLER :
YORUMLAR (8)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • mzd13 Ağustos 2018 19:29

    sevgili bali niye dövizi durduramıyoruz ,teknik göstergeler kötü,döviz bela oldu başımıza ,bir an evvel napcaksak yapsak çocukların taksitleri gelecek zamlar kabus rahat uyuyamıyorum,zaten fakirleştim sonrasıda dahamı kötü olacak napcaz

  • iso13 Ağustos 2018 15:29

    Çok güzel anlatmışsın sayın Balin 2001 krizinde özsermaye 10 milyar $ civarındaydı demişsin(güya kötülemişsin) E şu an ki kurla özsermayen 6,5 milyar $ bile etmiyor :)

  • Vatandaş13 Ağustos 2018 13:55

    "O gitsin bu kalsın, o kötü, haketti" vb söylemleri bırakalım artık arkadaşlar, zarar gören hangi kurum olursa olsun, milli servettir, zararı mutlaka dönüp dolaşıp hepimizi vurur. "Benden, benden değil" demeden tüm kurumlara sahip çıkıp, korumak kollamak,güvenmek en azından boş söylemlere inanmayıp prim yaptırmamak şart!

  • IYIKI VAR13 Ağustos 2018 12:39

    ADNAN BALIYI IZLERKE AGLADIM BOYLE MILLIYRTCI BIR GENEL MUDURUN ANLINDAN OPMEK GEREK SENIN GIBI INSAN AZ BULUNUR ALLAH SENDEN RAZI OLSUN KESKE SIZE ULASABILSEM SAGOL VAROL SONSUZ TESEKKURLER BENDEN SELAM OLSUN

  • mehmet yılmaz13 Ağustos 2018 11:59

    borsanın % 70 i iş bankasının elinde.siyasette yapamadığını chp borsada yapıyor.

  • kenan14 Ağustos 2018 03:47

    ispatlasana bu söylediğini....

  • Bika13 Ağustos 2018 11:52

    Siyasetçiler dış ilişkilerde diplomatik dil kullanmak yerine Paşabahçe cam'ın mağazalarına giren fil gibi davranırsa ortalık tuzla buz olur.

  • mehmet yılmaz13 Ağustos 2018 11:12

    baktıki ERDOĞAN düşmanlığı adı altında TÜRKİYE giderse sıra bankaya gelecek hemen bülbüle döndü kökü dışarda amerikancı bloombergte.