BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemMÜSİAD’tan Ürdün çıkarması----

MÜSİAD’tan Ürdün çıkarması

MÜSİAD’tan Ürdün çıkarması
21 Kasım 2017 - 16:25 www.finansgundem.com

21. MÜSİAD İnternational Business Forum (IBF) Uluslararası İş Formu ve 3. İpek Yolu Konferansı, 18 Kasım 2017 tarihinde Ürdün’ün Başkenti Amman’da düzenlendi

Müslüman milletler arasında “global iş ağının kurulmasına” yönelik çalışmaların gerçekleştirildiği IBF programında katılımcılar, IBF İş Forumunda stabil bir büyüme sunan “Hümanist Ekosistem Yükseliyor” başlığı altında gerçekleştirilen oturuma katıldı. Oturumlarda, istikrarlı ve reel ekonomiyi sürükleyen bir finansal sistemin oluşturulması, ekosistemin sürdürülebilir büyümeye katkısı ve “insan odaklı” bir ekosistemin nasıl kurulacağına ilişkin konu başlıkları ele alındı.

 21. MÜSİAD IBF programında yer alan girişimciler, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımlarıyla açılışı gerçekleştirilen ve “demir ipek yolu” olarak nitelendirilen 3.İpek Yolu programına da katıldı. Filistin İş Forumu (PBF) tarafından organize edilen programda, yatırım olanakları sunumları ve ikili görüşmeler gerçekleştirildi.

 Ticari Birlikteliğimiz Yeterli Değil

 Konferansta konuşma yapan MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, geçtiğimiz günlerde Küresel Katılım Finans Zirvesi (GPAS) programıyla ortaya konan “insani finans” modeline ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 MÜSİAD olarak, güncel iktisadın önemli sorunlarına çözüm üretmeye yönelik çalışmalar gerçekleştirdiklerini vurgulayan Kaan, “Dünya nüfusunun %23’ünü kapsayan, dünyadaki doğal kaynakların %40’ına sahip olan İslam ülkeleri, dünya ticaretinin yalnızca %9’una tekabül edebiliyor. Bunun en temel sebebi teknolojik gelişmelerde diğer ülkelere nazaran geride oluşumuz, bilhassa yenilikler karşısında yalnızca ihtiyaç sahibi konumunu temsil etmemizdir. Elimizdeki doğal kaynakları değerlendiremeyip batılı devletlere teslim etmek zorunda oluşumuz ve İslam ülkeleri olarak ortak ticari birlikteliğimizin yetersizliğidir” dedi.

 Beşeri Sermaye Yatırımı Yapılmalı

 İslam ülkelerinde beşeri sermaye yatırımının yeterli seviyede gerçekleşmediğine dikkat çeken Kaan, “ Hem okur-yazarlık, hem okullaşma hem de internet erişimleri hususunda dünya ortalamasının dahi altında oluşumuz günümüzdeki ekonomik birliktelik, teknolojik entegrasyon ve bilhassa ümmet bilinçsizliğinin en önemli aktörleridir. Bu uğurda yapılacak yatırımlar ve atılacak adımlar, hiç şüphesiz İslam coğrafyasının dünya geleceğindeki yerini belirlemekle kalmayıp birlikteliğimizden doğacak kuvveti bizlere kanıtlayacak en çarpıcı gerçektir.” diye konuştu.

 Günümüzde uygulanan faize dayalı geleneksel finans sisteminin sık sık krizler ürettiğini vurgulayan Kaan, “1929 Ekonomik Buhranının ardından temelleri atılan bugünkü ekosistem, 2008 küresel kriziyle birlikte, daha yüksek sesle eleştirilmeye başlandı. Ancak bu sistem devam ettiği sürece, krizlerin de süreceği aşikâr. Her bir kriz dönemi, ülke ekonomisine ve insanlarımıza ciddi zararlar veriyor. Hepimiz maalesef bu dönemleri bizzat yaşadık, gördük. Bugün küresel ekonomi yeniden kabuk değiştirirken, bizler de yeni bir arayışın içinde ve değişimin eşiğindeyiz. Bu arayış, insani değerleri hiçe sayarak, merkezine, sadece faiz enstrümanını koyan, mevcut ekonomik ve finansal sistemden, İnsan Odaklı sisteme geçiş arayışıdır.” şeklinde konuştu. 

Önceliğimiz İnsanlığın Refahını Yükseltmek 

Katılım finansının en belirgin özelliğinin kâr ve zararların paylaşıldığı bir ortaklık anlayışı olduğunu belirten Kaan, “Para artık; değişim, değer ya da saklama fonksiyonlarının çok ötesinde, bir emtia haline gelmiştir. Para emtiası üzerinden sürekli artan bir getiri talebi maalesef üretime ve işgücüne dönmemektedir. Paranın kendi etrafında oluşan kısır ekonomik döngü, ne verimlilik ne de refah kriterlerini sağlamaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.

 Ekonomik döngünün para eksenli değil, mal ve hizmet eksenli olması gerektiğinin altını çizen Kaan, “Amacımız, Finans sistemini yok etmek değil, ona alternatifler sunmak. Fon ihtiyacı, değerleme ya da zaman değeri kavramlarını görmezden gelerek hayali bir balonu şişirmek değil, finansın temel kavramlarını, insani bir bakış açısıyla yeniden düşünmek. Önceliğimiz “para artırmak” değil, insanların refahını yükseltmek ve bunu sürdürülebilir kılacak bir düzen kurmak.” şeklinde sözlerini noktaladı.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)