BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisMoody's ne demek istedi?----

Moody's ne demek istedi?

Moody's ne demek istedi?
26 Eylül 2016 - 08:58 www.finansgundem.com

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Türkiye ekonomisinin notunu düşürdü, 'Baa3'ten, 'Baa1'e indirdi.Ne demek bu?

Hürriyet yazarı Taha Akyol Moody's'in not indirimini ve  Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in konu ile ilgili açıklamalarını değerlendirdi. İşte Akyol'un bugünkü yazısı;

Ekonomistlerin bileceği bir konu, ben ekonomist değilim.Öyleyse niye yazıyorum? Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in açıklamasını çok önemli bulduğum için yazıyorum.

Moody’s Türkiye’nin notunu düşürdüğünde Şimşek Twitter hesabından şu açıklamayı yaptı:

“Derecelendirme kuruluşlarına vereceğimiz en iyi cevap yapısal reformları daha da hızlandırmak, mali disiplini korumaktır. Durmak yok, reformlara devam.”

Dikkat ettiniz mi, Şimşek Moody’s konusunda polemiğe girmiyor, iç ve dış kamuoyuna ‘reform’ mesajı vermek istiyor.

GÜNDEMDE NE VAR?

Evet Moody’s 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türk ekonomisinin toparlandığını söylemişti.

Şimdi niye not kırdı?

Kötü niyet, kumpas, lobi?...

Fakat ilk açıklamasını kısa vadeli, not düşürmesini ise orta ve uzun vadeli faktörlere göre yaptığını söyleyenler var.

Darbenin ardından hemen toparlanan bir ekonominin orta ve uzun notu düşürülür mü, diye eleştirenler de var.

Ekonomistlerin tartışması, bizleri aydınlatması gereken konular.

TV’lerde böyle bir program yapılsa kaç kişi izler?!İşte benim asıl önemsediğim, yazacağım konu bu.

Ekonomist Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, not düşürmeye verilecek en iyi cevabın “yapısal reformları hızlandırmak, mali disiplini korumak” olduğunu söylüyor, fakat kamuoyumuzun gündeminde reform konusu cılız...

Kamuoyuna yön veren politikacılardan reform konularını ne kadar duyuyoruz?

DARBE VE EKONOMİ

15 Temmuz darbesi, herhangi bir darbe girişimi değildir. Albay Talat Aydemir’in darbe girişimleri onun yanında çocuk oyuncağı kalır. 15 Temmuz belasını çok konuşmamız, çok irdelememiz elbette gerekli.

Fakat Türkiye’nin uzun vadede en önemli soruları olan ekonomi, hukuk ve kurumsal yönetim konuları gündemin dibine atmak, akıldan çıkarmak büyük hata olur.Tabii ki devletin yetkili kurumları ekonomiyle ilgileniyor ama bu otomatik düğme değil ki...

Ekonominin gelişmesi için toplumsal motivasyon lazımdır. İçeride ve dışarıda yatırımcının ve çalışanların heyecanı ve güveni olmadan hiçbir reform beklenen sonucu vermez.

Ali Babacan gibi Mehmet Şimşek de içeride ve dışarıda uzmanlığına ve istikametine güvenilen iktisatçılardır. Onun sözlerini ciddiye almak lazım.

Mehmet Şimşek dokuz ay önce şöyle demişti:

“Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin üç çıpası olacak. Mali disiplin devam edecek. AB sürecini yeniden canlandırıyoruz. Yapısal reformları başaracağız.”

Bunlar ne kadar gündemimizde, ne durumda?

Sayın Şimşek yine “AB sürecini canlandırıyoruz” der mi bilmiyorum. Ya da “dış finansman ihtiyacı”nın ekonomimizdeki en önemli sorun olduğunu herkes söylediğine göre bu konudaki çıpalarımız nedir?

REFORM KAVRAMI

Darbeyi ve devlet içinde FETÖ’nün illegal örgütlenmesini Batılıların anlamakta zorlanmasının bir sebebi, normal bir ülkede hayal bile edilememesidir.

Fakat bir gün, umarım fazla gecikmeden, iktidar normal şartlara dönüldüğünü düşünerek OHAL’i kaldıracak.

O zaman ekonomi, dış politika ve hukuk alanlarındaki sorunlarımız daha bir göz önüne gelecek, gündemde yukarılara tırmanacak.Hatta OHAL döneminde ekonomik rasyonalizme, kurumların rasyonel ve hukuki işleyişine, yargının tarafsızlığına olan güveni daha da sarsan uygulamalar yüzünden yapısal sorunlarımız zorlaşmış bile olabilir.

En öfkeli zamanlarımızda bile ‘reform’ kavramını unutmamalıyız; bu çağda ‘gelişmiş ülkeler’in eğitim, hukuk, teknoloji, iktisat, özgürlük düzeyini yakalamadan güçlü ülke olmanın yolu yok çünkü.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Baran26 Eylül 2016 10:51

    İyimser açıklama yaptığında bi pislik olduğundan süpheleniyordum aslında.. Yaptıkları tam bi çirkeflik..