BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaYaşam-MagazinLiderliğin yolu ‘AT’lardan geçiyor----

Liderliğin yolu ‘AT’lardan geçiyor

Liderliğin yolu ‘AT’lardan geçiyor
02 Aralık 2016 - 10:31 www.finansgundem.com

Atların insana enerji verdiğini, ilaç gibi geldiğini biliyor musunuz? Hele hele liderlik yolunu açtığını! “Atlarla liderlik koçluğu” nun Türkiye’deki uygulayacısı Sevgi Saybaşılı anlatıyor…

BERRİN UYANIK BEKAR - FINANSGUNDEM.COM

Türk ve at denince orada durun. Derin bir nefes alın çünkü ihtiyacınız olacak!  

Neden mi?

5 bin yıllık tarihe dönüp bakarsanız, kültür okyanusunda kadim dostluğun izlerini bulur, ideallerin üç kıtada nasıl, niçin dört nala koştuğunu anlarsınız. Emin olun ‘insan- hayvan –tabiat’ arasındaki en güçlü bağları burada bulacaksınız.

Türklerin hayatında at yeni yurtlar demektir, yüzyıllar boyu atalarımız uzak coğrafyalara onunla ulaştı. Dayanıklı, güçlü, hızlıdır at, uygarlık adına tüm değişimlerde, insanın tercihlerinde onun teri var. At ekonomi demektir, meslektir; seyislik, nalbantlık onunla doğdu, üzerinde taşıdığı tüm aksesuarlar onunla işkolu oldu.

Ve…

Dün üstündeki savaşçısını zafere koşturan at bugün hayatın kaosunda iyileştirici gücüyle, iş dünyasının acımasız rekabetinde liderlik eğitiminde önemli bir role soyundu.

Geçmişten geleceğe hiç bitmeyecek bu bağlılık, yaydığı enerjiyle, insan ruhunda yarattığı etkiyle öne çıkıyor artık. Araştırmalara göre atlar psikolojisi bozuk olanlara ilaç gibi geliyor. Atlarla psikoterapi yurt dışında büyük bir itibar görüyor. Zaten bu yetenek, varlıklarını bir adım öne çıkarıyor, liderlik eğitimi için kullanılıyor. Uluslararası alanda yaklaşık 20 yıldır moda olan “Atlarla liderlik koçluğu” nun Türkiye’deki temsilcisi Sevgi Saybaşılı, uygulamayı atların yardımıyla üst düzey yöneticilerle deneyimliyor. Saybaşılı atların rehberliğinde bireylerin liderlik, güç, iletişim, duygusal zekâ ve takım çalışması gibi geliştirmeleri gereken becerileri deneyimleyerek içselleştirmelerine ve kendilerini daha iyi iyi tanımalarına yardımcı oluyor. Unutmadan, bir üniversitede de bu konuda eğitmenlik yapıyor.

Bu eğitimle zirveye oturmak, ‘hayata fısıldayan adam’ olmak sizin elinizde…

ATLARIN ENERJİ ALANLARI ÇOK BÜYÜK

-Atlarla serüveninizin ne zaman nasıl başladı?

Sevgi Saybaşılı: Eşimle kurduğumuz bir şirketimiz vardı. Ancak daha sonra kızım doğdu ve kardeşim öldü. İkisi de birbirini çok etkileyen şeyler. Çünkü bebek daha bir aylık dolayısıyla ben onunla ilgilenmek durumundayım bir yandan da yas tutuyordum. Bir de insan kardeş ölümünü beklemiyor o zaman gerçek anlamda hayatta her an her şeyin olabileceğini anlıyorsunuz.  Neleri kaçırıp neleri yapmadığınızın farkına varıyorsunuz. Bu süreçte biniciliğe ara vermiştim ve geri dönmeye karar verdim.  Böyle bir ruh haliyle döndüğümde ahırda atlarla vakit geçirmeye başladım ancak atlar aynı şekilde davranmayıp normalde yapmadıkları şeyleri yapmaya başladılar.  Ve benim içimde bastırdığım bütün duygularımı dışarı çıkarmama ve bunlarla yüzleşmeme neden oldular.
Atların gerçekten enerji alanları da çok büyük.  Bu yüzden de ciddi anlamda etkileniyorsunuz. Bütün bu yaşadıklarımın üzerine araştırmaya başladım. Bu hayvanlar benim psikolojimi bilerek, isteyerek ya da kasıtlı olarak mı düzeltmeye çalışıyorlar diye. Yurtdışında araştırmalara başladığımda ise uzun süredir atlarla psikoterapi yapıldığını gördüm.  Ve bu alanda o kadar branşlaşmışlar ki atlarla psikoterapi ayrı, atlarla liderlik öğrenme programları ayrı şekilde yürütülüyor.  Ben zaten yaşam koçuydum üzerine ‘atlarla liderlik eğitimi’,  ‘atlarla gücün temsili’ gibi eğitimleri de aldım. Türkiye’ye geldiğim zaman ise bambaşka atlar ve mekânlar vardı ve bu doğrultuda düzenlenmiş değillerdi. O yüzden yıllar içerisinde uyarlayıp yeni eğitimler ortaya çıkarttım.
Eğitmen olan eşim Çağatay Saybaşılı ile 6 yıl önce Starseed Training & Consultancy şirketlerini kurduk ve şu anda şirketlerin isteğine ve yoğunlaşmak istedikleri konulara göre egzersiz tasarlayabiliyoruz. Birçok yerle anlaşmam var. Kemer Country veya başka çiftliklerle de olabiliyor. Şirketin isteğine göre değişebiliyor.

ANCAK LİDERLİK SINIFTA VERİLEBİLECEK BİR EĞİTİM DEĞİL

-Peki, şehir dışında bu eğitimleri veriyor musunuz?

-Mesela Kastamonu’da İksir Hanım Konağı ile konuşmuştuk, burada açık eğitim yapmak istiyorduk.  Yine Antalya var. Gökova’da sırf atlarla ilgili bir otel var. Bu gibi programlar da olabiliyor. Önemli olan onlar nasıl bir iş deneyimi yaşamak istiyorlar. Sonuçta benim onlara yaşatacağım şey aynı ama daha lüks olsun diyorlarsa başka yerlere gidebiliyoruz.  Ancak, “Yok biz çamura girelim” diyorlarsa ona göre yer seçiyoruz. Tamamen tercihlere göre değişkenlik gösterebiliyor. Liderlik şu anda çok gündemde olan bir konu. Ancak liderlik sınıfta verilebilecek bir eğitim değil. “Sen bunu öğren sonra nasıl uyarlayacaksın. Yine Sen bunu yapabiliyor musun? Yapamıyor musun ?” bütün bunları görmek lazım. Bir de üst düzey yöneticilerle çalışıyorum. Onlar genelde geri bildirim almaya çok kapalıdırlar. Sen üst düzey bir yöneticiye, “Şunu yanlış yapıyorsun” dediğinde hayatta dinlemezler. Onu at söylediği zaman bu daha kolay oluyor.
Buradaki binicilik kulüplerinde atlar o kadar katı bir şeyden geçiyorlar ki kimse bunun farkında değil. Ancak sonuçta ot yiyen ve av olan bir hayvan. O yüzden de diğer hayvanlardan biraz farklı bir konumda. Mesela atlar 1,5 kilometre çapında ne olup bittiğini algılayabiliyor ya da karşısına geçtiğiniz zaman sizi tanıyabiliyor. Sizin atların karşısında zaten titriniz önemli değil. Kimsiniz, ne giyiyorsunuz, bütün bunlar bir anlam ifade etmiyor. Sizin ne hissettiğinizi direkt anlıyorlar.
Bir de atlar beden dilini çok güzel yorumluyorlar.  Beden dili ile hislerinizi kıyaslıyor, eğer ikisi birbiri ile tutarlı değilse korkuyor ve biraz çekiniyorsanız o zaman sizinle iletişime geçmiyorlar. Çünkü onlar için önemli olan “kim lider?”. Genellikle bizi aynalıyorlar. Mesela 10 kişiyle birlikte gidiyoruz, at birine farklı diğerine farklı davranıyor. Diyelim ki bir yönetici grubu geldi ve eğitim veriyoruz, at ile beraber bire bir egzersizler yaptırıyoruz. Engelli bir parkur oluyor mesela oradan atı geçirmesi ve atın onu takip etmesini sağlaması gerekiyor. Ancak at öyle bir hayvan ki ona zorla bir şey yaptıramazsınız siz onu götürürken durduğu zaman bunu fark ediyorsunuz zaten. O yüzden at ile o işbirliğini sağlamanız lazım.
Bazen neler neler deniyorlar. O engelin karşısına geçiyorlar, ‘at gelsin’ diye şeker uzatıyorlar. Ancak atlar bütün bunların sahte olduğunu biliyorlar. Kişinin gerçek niyetine bakıyorlar. Karşısındaki kişinin bir hedefi var mı ve kafanda net misin? Özellikle üst düzey yöneticiler iyi karar verebilmek için gerçekten kendi duygularından da haberdar olmak zorundalar.  Yoksa doğru karar veremezler aslında. O duyguları kapatmak ta iyi bir şey değil. Atlar sizden sürekli bunu talep ediyor.  Mesela yürüyorsunuz ve o anda kafanızda bir şey düşünüyorsanız at yatıyor. Aslında at size göre davranıyor.
 Atlar sınır çizemeyen insanları hemen tespit ediyor.  Mesela 10 kişilik bir grup var diyelim hepsine aynı mesafede yaklaşıyor ancak bir tanesini gidip sürekli ittiriyor, çekiştiriyor, yerinden ediyor. Bunun sebebi o kişi yerini koruyamamasıdır ve at da onu yerinden etmeye çalışıyor. Bu insanlara da dur demeyi öğretiyoruz.  500, 600 kiloluk bir hayvana dur demeyi öğrendiğiniz zaman bu tecrübeyi hayatınızın her yerinde uygulayabiliyorsunuz. Bu deneyimsel öğrenme açısından gerçekten çok değerli. Atların yeteneklerinden dolayı yaptıkları şeyler de eğitimin bir parçası. Bu açıdan gerçekten bir öğretmen gibiler.

-Eğitim programlarınız nasıl haftalık mı?

-Genelde günlük eğitimler oluyor ve hafta içi yapıyoruz.  Ancak bazen insanların çok vakitleri olmuyor ve 3,4 kişilik gruplar oluyorlar. Biz de 15 günlük 3 saat modül modül gidiyoruz. Genellikle üst düzey yöneticileri bir günlük, 2 günlük ya da amaca göre 3 günlük eğitimlere alıyoruz.  Hafta sonu da olabiliyor ancak bun tür eğitimler genelde konaklamalı oluyor. At deyince biraz lüks gibi algılanıyor ancak eskiden neredeyse bir çok evde, bahçelerde, evimizin avlusunda olan varlıklardı. Mesela her sene yapılan yarışlarda binlerce at emekliye ayrılıyor oysaki bir atın ömrü 30 senedir. 3 yaşında bu hayvanların birçoğunun  yarış hayatı bitmiş, bazıları sakat kalıyorlar.  Ömürleri 30, 35 yıl olduğu için normal şartlarda 28 yaşında hala engel atlayarak yarışmaya katılan atlar var. Atlar gerçekten şimdi ve buradayı çok net yapıyorlar. At “ ben artık yaşlandım zaten kemiklerim de ağrıyor” demiyor.  Sağlıklı besleyip egzersizini yaptırdığınız sürece hayatına devam ediyor. Ben istiyorum ki böyle alanlar Türkiye’de yaygınlaşsın ki böylece bu hayvanlara bir yaşam alanı çıksın. Çünkü atlar iyi bir liderlik modeli sunuyorlar.

DUYGUSAL ZEKAYI ATLARIN YARDIMIYLA ÖĞRENEBİLİRSİNİZ

-Y ve Z kuşakları için şart  

-Yeni bir kuşak geliyor arkamızdan ve bunları katı kurallarla yönetmeniz mümkün değil. Artık günümüzde yaptırımlara ve zorlamalara dayanan liderlik modeli geçerliliğini yitirdi. Özgün liderlik Y ve Z kuşaklarına liderlik etmede izlenebilecek tek yol. Onlar zaten bu tür davranışları almıyorlar. “Bana ne faydası var” diye bakıyorlar çünkü yaptığı iş kendisini geliştiriyor mu, keyif veriyor mu ona bakıyorlar.  Zaten onlar özgün birer lider olabilirler. Onlara dışarıdan, “Şöyle yap ya da böyle yap” diyemezsiniz. Biz aslında bir nevi yılların getirdiği bu birikimle biraz robotlaşmış insanların biraz daha ayaklarını yere bastırıp hayata döndürüyoruz. İnsanların duygularıyla iletişime geçmelerin sağlıyoruz ki, başkalarının duygularına da nasıl hitap edeceğini öğrensin. Anlamlı işler yaratsın, anlamlı hedefler koysun şu anda dünyada bir çok araştırma yapılıyor ve bir numara duygusal zeka ve liderlikteki en önemli etkende bu. Bütün bunları ise atlar yardımıyla deneyimleyerek öğrenebiliriz.

SEVGİ SAYBAŞILI HAKKINDA

Eğitmen, yazar ve yaşam koçu olan Sevgi Saybaşılı, ayrıca Atlarla Liderlik Koçluğu unvanına da sahiptir. Kurucu ortağı olduğu Starseed Training & Consultacy eğitim ve danışmanlık şirketi bünyesinde kişi ve kurumlara kişisel gelişim temelli İletişim, Koçluk, Hikâyecilik ve Atlarla Kişisel Gelişim ve Liderlik eğitim ve seminerleri veren Sevgi Saybaşılı, Tamer Dövücü’den aldığı NLP Practitioner ve Erickson Coaching International’den aldığı Yaşam Koçluğu ve Takım Koçluğu eğitimlerinin yanı sıra kendi hayatında da deneyimlediği atların iyileştirici gücünden başkalarının da faydalanması amacıyla yurtdışına giderek, Epona onaylı yaşam koçu Kathy Pike’tan “EquineExperiantal Learning & Coaching Facilitator” eğitimiyle “The Dance of Authenticity Through the Wisdom of The Horse” eğitimlerini almış, yine ileri düzeyde onaylı Epona eğitmeni Sharon Bringleson ile atlar ve enerji alanları üzerine “Medicine Wheel” çalışmalarına katılmıştır. Ardından Tao of Equus ve Power of the Herd kitapları yazarı ve atlarla yapılan eğitim alanının öncülerinden Eponaquest kurucusu Linda Kohanov’dan “Harnessing the Invisible: A Transformational Approach to Leadership, Innovation and Authentic Community Building” liderlik eğitimi ve “The Power Behind Non-Violence-Horse Sense for Challenging Times” atlarla gücün temsili eğitimleri almıştır.

 

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)