İyi yönetici olmanın 5 yolu!

DB Positive Yaratıcı Çözümler ve Proje Yönetimi kurucusu Derya Babuç,  iyi bir yönetici olmanın yol haritasını ve gelişim için ipuçlarını sundu.

Babuç, "hiçbir şirket adından ya da binasından oluşmaz, onu oluşturanlar çalışanlarıdır" , "şirketler piramitler gibidir, etki en tepeden aşağıya doğru büyüyerek çoğalır", "kötü şirket yoktur, iyi yönetilemeyen şirket vardır" gibi sözler ile aktardıkları şirket yaklaşımlarından öte, "insan kendinde olmayanı başkasına veremez" inançlarının listenin felsefesini oluşturduğunu belirtti.
 
1-*Bireysel Farkındalık

Kimim? Kimlerdenim? Yeteneklerim? İş hayatındaki görevimiz, unvanımız ne olur ise olsun kendimizi geliştirmek, işimizi yönetmek, ekibi yönetmek ve geliştirmek için öncelikle bireysel farkındalığımızın yüksek olması gerekmekte. Kendi güçlü ve gelişime açık yönlerini biliyor olmak, davranışlarını, bu davranışların altındaki duygu ve düşünceleri tanımlayabiliyor olmak iyi bir yönetici olmanın belki de ilk yapı taşı. Bu olmayınca ne oluyor? Neler olmuyor ki? Bir yöneticinin sahip olduğu iki temel güçten biri hiç oluşmuyor ya da makamsal güç yükselirken, kişisel güç git gide yok oluyor. Çalışan yöneticisinin iş ile ilgili bilgi, becerilerine itimat etse de kişiliğine saygı duymadığı noktada kuruma olan aidiyet ve ekibe olan bağlılık olumsuz etkileniyor.
 
2-* İş ve Yaşam Dengesi

Sağlıklı olmak deyince hepimizin aklına fiziksel anlamında sağlıklı olmak geliyor. Oysaki sağlıklı olmak; akıl, ruh ve beden sağlığı olarak bütünlük içinde ve dengede olmak demek. İş hayatının hele de yönetim kademesinde olan bireylerin bunu sağlaması biraz daha zor gibi gelebilir. Özellikle de çeşitli baskılar altında ve yoğun çalışırken. Ancak kendisinden örneğin stratejik kararlar alması, iş geliştirmesi, çok seyahat etmesi, ekibini yönetmesi, hayatını sürdürmesi gibi pek çok şey beklenen yöneticinin de "varlığını sürdürmesi" gerektiğini unutmaması lazım. Hepimiz zaman zaman dayanabildiğim kadar savunmasının arkasına sığınıp kendimizi zorlamışızdır. Bu zorlamaların sonucunun "nefes alamıyorum, "ruhum sıkılıyor", "vitaminlerle ayakta duruyorum" gibi cümlelerle tanımlanacak hale gelmesi yerine kendi bedenimizi ve ihtiyaçlarımızı anlayarak hareket etmek ve örneğin "güne spor ile başlamak tüm gün enerjik olmamı sağlıyor" , "yorgunluğumu çocuklarla oynarken unutuyorum", "üzerimdeki stresi atmak için yüzüyorum" kılmak başarımıza olumlu katkıda bulunuyor. Bu noktada kendi hayatımdan bir örneği paylaşmak isterim. Şirketimin kuruluşu olan 2010 ve takip eden 2011 yılında gece gündüz çalıştığımı, uykumda bile işle uğraştığımı hatırlıyorum. Pekiyi bu süreç ne kadar devam etti? Bir gece ansızın ateşlenmem ve acil servise kaldırılmama kadar. Lenf benzlerinde oluşan kist, kontroller, ameliyat ve sebebi bir türlü bulunamayan yeniden oluşumlar. Sonrasında yaptığım araştırmalar şunu çok net ortaya koymuştu "siz dinlenmezseniz vücut sizi dinlendirmenin bir yolunu mutlaka bulur".
 
3-*Esneklik Boyunu Geliştirmek

Pek çok eğitimin içerisinde "farklılıkları yönetmek", "farklılıklardan sinerji yaratmak", "farklı bakış açısı geliştirmek" kavramlarından söz edilir. Peki neden bahsedilme ihtiyacı duyulur? İnsan doğası konfor alanında kalmayı, alışkanlıklarını sever. Bunun dışında çıkmak, kendine benzemeyenle çalışmak, değişim ve gelişim için çaba harcamak kolay değildir. Yönetici olmak belki de öncelikle esneklik boyunu geliştirmeyi gerektirir. Farklı yetenek, yetkinlik ve deneyimlere sahip, farklı kültürlerden, farklı yaşlardan, farklı beklentileri olan çalışanlar ile aynı hedefe koşmak elbette kolay değildir. Ancak gelişim bizde olmayanı sağlayan ile bütünü oluşturmak ya da farklılıklardan sinerji yaratacak ortamı yaratmak ile mümkün değil midir?
 
4-*Alçakgönüllülük

Yönetici olmak, müdür, direktör, gmy gibi sıfatlara sahip olmak organizasyon şemasında yükselmek anlamına gelse de insan olmak ve hata yapabiliyor olma durumunu ortadan kaldırmıyor. Bu noktada bir yönetici için belki de en önemli nokta "zafer sarhoşluğu" duygusuna kapılıp kapılmama hali. Bu duyguya kapılan, egosu ile dans etmeye başlayan, alçakgönüllüğün hoşgörüye aslında horgörme ile yer değiştirdiği süreçlerde başarılı bir yönetici olmak, gelecekte bu sıfat ile vedalaşmak anlamına geliyor. Bugün yapılan araştırmaların çalışanların kendileri ile aralarında aşılamayacak mesafeler bariyerler olan yöneticiler yerine açıklık, güven ve samimiyete dayanan iletişim kurabildikleri yöneticiler ile ilerlemeyi tercih ettiğini gösteriyor.
 
5-*İnsan Odaklılık

İnsanın kendine yabancılaşması, kendi doğasından uzaklaşması mümkün olabilir mi? Günümüz dünyasında artan rekabet, yarış hali, başarının kriteri, kazananlar ve kaybedenler gibi tanımlamalar bizi giderek daha "hırslı" bireyler haline dönüştürmüş olabilir. Hele de kişilik özelliğimiz olarak iletişim tarzımız görev ve sonuç odaklıysa. Ancak yine tanıma dönmek gerekirse yönetim; insanlar aracılığı ile ve onlar ile birlikte gerçekleştirilen bir süreç. Bu süreçte insanı, duygularını ve düşüncelerini yok saymak mümkün değil. Peki tersi olduğunda ne oluyor? Bunun en güzel örneğini geçende aynı masanın etrafında sohbet ettiğim bir arkadaşım verdi. "Hamileliğimi 4. ayına kadar söyleyemedim, çünkü ekipteki diğer arkadaşımın başına gelenleri biliyordum." Bazen hemcinslerin bile birbirini anlamakta uzaklaştığı bir süreçte durup kendimizi tartmamız gerekiyor. Çalışanların kendini değerli ve mutlu görmediği bir kurumda, yöneticiler fark yaratmak yerine sürekli farklı ekipler ile sürece yeniden yeniden başlamak durumunda kalıyor.