BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaLeasing-FaktoringGökmen: 2019 toparlanma ve dengelenme yılı olacak----

Gökmen: 2019 toparlanma ve dengelenme yılı olacak

Gökmen: 2019 toparlanma ve dengelenme yılı olacak
10 Aralık 2018 - 11:59 www.finansgundem.com

Garanti Leasing Genel Müdürü Ünal Gökmen, sektörü, şirketini anlattı, Türk ekonomisine çarpıcı bir bakış getirdi, beklentileri ve hedefleri çizdi. İşte Gökmen’den Finans Gündem’e çarpıcı açıklamalar…

BERRİN UYANIK BEKAR- FINANSGUNDEM.COM

Finans dünyasının önemli aktörlerinden Garanti Leasing Genel Müdürü Ünal Gökmen, geleceğe dönük olarak, “Leasing sektöründe yatırımlar ne zaman artarsa o zaman eski hacimlerimizi buluruz diye tahmin ediyorum. Sektöre ilgi var, hatta yeni oyuncuların girmesini bile bekliyoruz” dedi.

Gökmen 2019 için de, “Yerel seçimlerde belediyeler harcama yaparsa ekonomiye bir katkısı olur. Hepimizin genel beklentisi faizler yavaş yavaş düşecek. Enflasyonun daha da geriye gelmesi 2019’un ağustos ayından sonra olur” şeklinde konuştu. Gökmen, 2019'u ‘çeyrek, çeyrek’ yöneteceklerini söyledi.

Garanti Leasing Genel Müdürü Ünal Gökmen Finansgundem.com’a konuştu.

“ÖYLE BİR ÜÇ AY GEÇTİ Kİ İNANILMAZ İYİYDİ”

-2018 yılı nasıl geçti?

Ünal Gökmen: Bu sene öyle bir üç ay geçti ki inanılmaz iyiydi. “Eğer böyle giderse iş patlaması yaşarız” dedik;  hatta bütçeleri revize etmeyi konuşuyorduk, ‘biraz daha yatırım yapalım mı’ diye ve gerçekten işlere yetişemiyorduk. Sonra nisan ayında birden seçim kararı alındı, o seçim kararı ile birlikte haziran tarihi belirlendi. Bütün gündem seçime döndü. Arkasından Ramazan ayına girdik, işler yavaşladı. “Bu Ramazan’ın etkisidir” derken bayram geldi, seçimler bitti, belirsizlik de… İkinci çeyrekte fena değildi işlerimiz, 1 Temmuz’da başladı, ağustosta kur yükseldi ve faizler yüzde 40-50’ye dayandı.  Eylül ayında biraz toparlanır gibi oldu ancak üçüncü çeyrekte iyice yavaşladı. Ekimde ise sıfıra yakın…

Bizde iş olmamasının sebebi leasing şirketleri değil. Bazen olur, ‘bankalar kredi vermek istemiyor’ derler ancak leasing şirketlerinde hiç böyle bir durum yok. Tam tersi, ‘iş yapalım’ diyoruz ancak talep gelmiyor, talep gelmeyince de belirsizlik yaşanıyor. Aslında sene çok iyi başladı ama yavaşlaya yavaşlaya bu noktaya gelindi.

“2019 YILINA DAİR BİZ ÜÇ SENARYO YAPTIK”

 -2019 yılını nasıl görüyorsunuz?

Ünal Gökmen: 2019 yılında yerel seçimler var yine, büyükşehirler üzerinde ciddi bir rekabet yaşanıyor. Üç ay da böyle geçer. Belediyeler harcama yaparsa ekonomiye bir katkısı olur.

2019 yılına dair biz üç senaryo yaptık. Baz senaryo, olumsuz senaryo ve en olumsuz senaryo. Ancak en olumsuz senaryomuz bile söylenilenler gibi felaket senaryosu değil. Ama ekonomide bir kırılma olabilir. Ekonomide şu an kurların ne olması gerektiğine karar veremedi kimse. Doların zaten artık çok düşmesi de doğru değil; bence inmemesi lazım çünkü, dövizin yukarıda olması bizim ihracatımızı tetikliyor, turizmi tetikliyor, ithalatını azaltıyor. O zaman Türkiye'ye Çin'den, oradan buradan, kötü tüketim malları giriveriyor. İthalat- ihracat dengesi, arkasından da ciddi bir şekilde ihracat yapacakların teşvik edilmesi lazım.

Hepimizin genel beklentisi faizler yavaş yavaş düşecek. Enflasyon şu an yüzde 21.6. Enflasyonun daha da geriye gelmesi 2019’un ağustos ayından sonra olur. Baz etkisi diye bir şey var, bu yüzden faizler de yüzde 25’ler bandında kalacak. 2020’de belki yüzde 20’lerin altına iner diye düşünüyoruz. Tek haneler uzunca bir süre olmayacak gibi. O tek hanelere düşmeden de yatırım olur mu, olmaz mı bilemiyorum. O yüzden de büyüme düşük olacaktır. 2019 yılında düşük bir büyüme, belki eksi bir büyüme, 2020’de yüzde 1 ya da iki gibi sınırlı bir büyüme olur. Bizi biraz daha stabil, düşük büyümeli yıllar bekliyor. O yüzden şirketlerin de şahısların da, ev ekonomisinin de biraz daha az harcayarak hayatına devam etmesi lazım. Herkes ayağını yorganına göre uzatacak. Bu faizlerle borçlanmayacak. Bizim leasing işinin yüzde 75’i yabancı para. Asıl Türk Lirası’ndan çok yabancı paranın olup olmaması faizleri daha çok belirliyor. Orada da maalesef Türkiye’nin notu bu sene 3 kere düşürüldü.  Bir de bu sene mevzuatla ilgili yabancı para işlem yapma yasağı gibi iki üç ay AVM’ lerde yabancı para kirası yasaklandı.. Mesela o arada leasingde de yabancı parayla işlem yapılamayacak gibi bir şeyler çıktı. Sonra leasing sektörü tamamen istisna kapsamında tutuldu. Kredi olduğu için bu işlemin adı kiralama gibi olsa da ‘bu aslında finansmandır, kredidir, o yüzden yabancı parayla yapılabilir’ diyerek bizi ayırdılar. Rahatlattılar bir ölçüde…

Hacim olarak üçüncü çeyrek rakamları çıktı sektörün; 4 milyar dolar ile ilk üç ay iyi geçtiği için bu yıl çok ciddi etkilenmedik. Yılı 4,5 milyar dolar ile kapatırız gibi görünüyor. Geçen sene 6.3 milyar dolarmış. Yüzde 25’lik bir döviz bazında düşüşümüz olacak. Önümüzdeki sene ile ilgili ise net bir tahminimiz yok.

Ancak araç kiralama sektörü çok etkilendi çünkü onlar yabancı para olarak yeni sözleşme yapamıyorlar. Eskileri süre sonuna kadar devam ettirdiler. Artık eskisi gibi büyümeyeceğiz. Türkiye artık düşük büyümeli döneme girmiştir. 4-5 sene o dönemde de dengelenecek. Dış borçları azaltacak, ihracata yönelik biraz daha yatırım yapılacak. Devlet yeniden 3-5 yıllık bir plan açıklayacak. Toparlanma yılı olacak. Yumuşak geçebilirsek daha da iyi olabilir.. Bir de Türkiye ekonomisi son 10 yılda tamamıyla inşaata dayalı büyümüştü. Alt yapı yapan, üst yapı yapan inşaatlar biraz nakit sıkıntısı yaşayınca sektör bu işten birinci derecede etkilendi. İnşaat ve enerji dışında da çok kötü etkilenen sektör yok.

“BİR SÜRÜ FİRMA İFLAS VERMEYE BAŞLADI, ÇOĞU DA KÖTÜ NİYETLİ”

-Şirketlerin konkordato açıklamasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Ünal Gökmen: Konkordato ilan edildiğine dair çok büyük rakamlar söylendi ancak bu rakamlar doğru değil. Çünkü ilk başta insanlar verilmiş bir hak gibi gördü. Kimseye hiçbir şey ödemiyorsun; bir sürü firma iflas vermeye başladı, çoğu da kötü niyetli. Hükümet de fark etti bunun kötüye kullanıldığını ve zorlaştırdı. Artık gerçekten iyi niyetliyse kurum, bankalar da yardımcı oluyor.

Biz de mesela yüzde 70’i yabancı para olduğu için borçlular kurların aşırı yükseldiği dönemde geldiler, “TL’ye mi dönelim, ne yapalım?” diye. Biz de, “Siz bekleyin, biz size önümüzdeki 3-6 ay boyunca olan taksitlerinizi düşürelim, süre verelim” dedik. “Vadenize 3 yıl kalmışsa 5 yıla çıkaralım, taksitlerinizi düşürelim”i teklif ettik. Leasing sektöründe genel yaptığımız yabancı paraları TL'ye döndürmek yerine vadeyi uzattık. Sektör olarak da böyle bir karar aldık. Bir de bizim şirketlerin ciddi bir kısmı ihracatçı firmalardır.

“MÜŞTERİNİN YANINDA OLURSANIZ KAZANÇLI ÇIKARSINIZ” 

-Hangi sektörler etkilendi?

Ünal Gökmen: Tekstilde falan sıkıntı yok tam tersine işleri arttı onların. Turizm bu sene inanılmaz iyiydi. Sıkıntı inşaat sektöründe var. Onlara da süre verilecek, yapacak hiçbir şey yok. Konutlar falan satılabilir hale gelene kadar iki sene mi sürer artık burada herkes sabırlı olacak ama aşırı düşerse değerler işte o zaman sıkıntı olur. Mesela evin değeri önceden 1 milyonsa, sonrasında 600 bine falan düşmeye başlarsa sıkıntı yaratır. Bir de herkes çıkamayacak, sonuçta batak da olacak. Bu kadar büyük bir sıkıntı ülkede yaşanıyorsa hiç kimsenin bundan etkilenmemesi olamaz. Öz kaynakları zayıf olanlar zarar görecektir tabi. Herkes küçülecek, küçülürken de işsizlik olacak. Küçülmeyi başaramayanlar da batacak, yüzde 3-4 gibi. Güçlü çıkanlar da 2-3 sene sonra bu yıllarda kaybettiğini fazlasıyla alacak gibi görünüyor. Bizim öngörümüz bu.

Turizm inanılmaz iyi gidiyor, şu anda İstanbul’daki otellere gidin, yer yok. Kur artınca yabancılara göre Türkiye ucuz oldu. Bunlar ekonomiyi canlandırdı.

Şirketimize de baktığınız zaman; eğer bu yıllarda hata yapmazsanız, müşterinin yanında olursanız kazançlı çıkarsınız.. … Mesela şu an tüm satış ekibimiz müşterinin yanına gidiyor, “Bizden bir şey istiyor musunuz?” diye soruyor. Biz, döviz borcu olanlara gidelim, eğer kurların bu seviyelerinde zorlanıyorlarsa onlara 'süre uzatalım, yardımcı olalım' diyoruz. Bazıları, “Gerek yok, biz hazırlığımızı yapmıştık” diyorlar. Mesela bizim düzenli ödeme aralığımız yüzde 6 bozuldu sadece. Tahminimizden çok iyi gidiyor. Zaten ‘kriz var mı yok mu anlamadık’ diyoruz. Ödeyen ödüyor. Niye ödüyor diye baktık sonrasında çünkü çok düşük faizden vermişiz. Düşünün müşteri yapılanma diye geliyor ama yeni faizden, adam almış 13-14’le yeni faiz ise yüzde 30, ‘yok ben ödemeye devam edeyim’ diyor. O yüzden de düzenli ödüyorlar. Gerçekten ödeyemeyenlerde de yapacak bir şey yok.

Leasing şirketlerinde şöyle bir şey olmaya başladı; biz de ödemeleri aylık taksitler halinde yaptığımız için her ay belli bir para geliyor; eskiden o kadar iş yapıyorduk o paraları yeni işe kullanıyorduk, çark dönüyordu; şimdi çıkış hemen hemen sıfır gibi. Tahsilat gelmeye devam ediyor, elimizde de para birikmeye başladı aslında. Özellikle de yabancı para.  Şu anda şirkette ciddi mevduat var. Dolar, Euro, vs… Bu sefer leasing şirketlerinin birçoğunda şimdi ciddi mevduat birikmeye başladı. Şu an likidite anlamında iyi bir şey bu ancak bu süreç çok uzarsa bu sefer zarar etmeye başlıyorsun. İşlerin açılmasını bekliyoruz. Aksi halde biz de küçülürüz. Seneye muhtemelen küçüleceğiz ama ne kadar küçüleceğiz? Biz yüzde 20 gibi bekliyoruz. Sektör belki daha fazla küçülecek. 2019'u çeyrek çeyrek yöneteceğiz. Aslında bu tahminlerde bulunmak için de çok erken. Biraz günlük yaşayacağız. 

Sektörde 30’uncu yılım. 1988 Eylülü'nde başladım, 1990 yılında Birinci Körfez Savaşı oldu. 1990’dan beri ‘kriz, kriz’ deniyor. 30 yıldır kriz duyuyorum. 1994 yılında kur 13 kuruştan 40 kuruşa çıktı, 3 katı neredeyse. Şu an aynısı olsaydı mesela 4’ten 12’ye çıkmış gibi olacaktı. Ortalık yıkıldı. Ben, ‘herhalde bitti artık’ dedim. 6 ay sonra hiçbir şey olmamış gibi devam edildi. Ben bunları yaşadım. 2001 yılında aynısı oldu. Türkiye batmaz Türkiye'ye inanmak lazım. Ancak bütün bunlardan ders çıkarmak gerekir. Yeniden eski yanlışlarımıza dönüp, tekrar ekonomiyi ihracat ve döviz geliri yerine tüketime dayalı büyütmeye kalkarsak bir daha toslarız. Biz tüketime dayalı büyümeyeceğiz. İnşaata dayalı büyümeyeceğiz. Bir de çalışkan olmamız lazım.

2023'e kadar toparlanma yılı olacak. Leasing sektöründe yatırımlar ne zaman artarsa o zaman eski hacimlerimizi buluruz diye tahmin ediyorum. Sektör genelinde yüzde 25 daralma olur. Hatta sektöre yeni oyuncuların girmesini bile bekliyoruz. Sektöre ilgi var. Otomotiv de sıkıntı var demiştim ya belki sektördeki diğer şirketlerde otomotive girebilir, Leasing şirketlerinin araç kiralama izni var. Satın alımların azaldığı dönemde genelde kiralamaya talep artıyor. O yüzden de bizim gibi şirketler kiralamaya girebilir. Diğer yandan, finansman yapmak yerine kiralama yaparak bir alan açılabilir. Birkaç tane açılım olacaktır ama görmek lazım. Lisansımız var. Baktık dış makine talebi azaldı ama kiralama ihtiyacı var, finanse edilemiyor, şirketlerin ise gücü ve parası var. Satın alınıp müşteriye kiralanıp para kazanılabilir.  Bu tip yeni imkânlar çıkabilir. Daha küçük bireylere kiralama yapılabilir. Sektör yeni bir alan bulur kendisine ama erken daha bunları söylemek için. Gerçek olan bir şey var ki, çünkü biz oturamayız. Bilançomuz var yönetmemiz gereken.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)