Feng Shui ile mutluluk veriyor

Zekiye Çağlıaydın, hepimiz gibi sabah iş, akşam ev’deydi. Hayatın girdabına kapılmış gidiyordu. Profesyonellik bazen katıdır, sıkıcıdır bilirim, yöneticiliğin getirdiği avantajlar olsa da o etkinlikler, geceler, sohbetler belki koşuşturmacaya renk katıyordu ama o kadar. Ya iç huzursuzluğu? Alev alev yanıyor, sönmek bilmiyordu. Artık gün yorucuydu. Hafta bitmez, ay geçmez, yıl eskimiz haldeydi. Yeni bir yıl ise çok uzaktaydı, çok!  Mutluluk avuçların içinden her saniye kayıyordu. Tutamıyordu. Sadece bakıyordu. Ta ki kırılma noktasına kadar…
 
Ne kadar bunaldığını fark edince, yeniden, yeni bir yaşam arayışı başladı aniden. Derinden etkilendiği ama sır olarak sakladığı o olay sonrası tanıştığı Feng Shui’nin üstüne kapattığı örtüyü kaldırdı. Kalbine açılan yolda dizginleri sıkıca kavradı. Beyniyle, ruhuyla keşifteydi şimdi. Rutinlik rafa kalktı. Zıtlıklar coşturdu. Kanı kaynamaya başladı. Aradığı o pozitif enerji bu eski Çin öğretisinde mi saklıydı? Heyecanlandı, bilmiyordu ama öğrenmenin tek bir çaresi vardı, kapalı kutuyu açmak. Ve açtı, hem de ardına kadar.

Araştırdı, ustaları buldu, dinledi, tatbik etti, kendini yetiştirdi. Mutluluğu bedenine, içine kelepçeledi. O kadarla da yetinmedi, Feng Shui’nin her zerresindeki mutluluk kadehini yaşama susayanlara sundu. Sırrı çözdü, işi büyüttü, öğreticiliğe adım attı. Bunun adı, rüzgarın, suyun, doğanın kaynağı enerjiyi, evlerde, ofislerde bulma, harekete geçirme yöntemleriyle ‘mutlu ol, mutlu et’ sanatı. Bunun adı, insana kendi doğasını tanıma fırsatı yaratma sanatı…
 
Zekiye Çağlıaydın, eski Çin öğretisi Feng Shui’yi, sonsuz değişim, pozitif enerjinin püf noktalarını ve 2016’da bizi bekleyenleri Finansgundem.com’a anlattı.
 
Önce değişen bir hayat..
“Özel sektörde farklı şirketlerde yöneticilik yaptıktan sonra bir kamu kurumunda mühendis/ yönetici olarak çalışmaya başladım. Kamunun getirdiği rutin işlerden dolayı o kadar bunalmıştım ki hayatımda değişiklik yapma isteğiyle araştırmaya başladım. Birden daha önce başımdan geçen beni derinden etkileyen olay sonrası tanıştığım Feng Shui’yi hatırladım. O zaman da yurt dışında yaşarken tanıştığım ancak tekniğine hâkim olmadığım feng shui’yi çok da farkında olmadan hayatıma uygulamış ve beni mutlu eden sonuçlar almıştım. Aniden aradığım kanı bulmuş gibi hissettim ve feng shui’yi profesyonelce öğrenmek istedim. Sonra yaptığım araştırmalar beni Grang Master Raymond Lo ve onun Türkiye Temsilcisi Master Esra Koyuncu' ya götürdü. Hem Esra Koyuncu ve hem de Master Lo'dan Feng Shui, Çin astrolojisi ve I Ching eğitimleri aldım. Feng Shui'yi hem kendi hayatıma hem de tanıdıklarıma uygulayarak olan değişiklikleri gözlemledim. Daha sonra da bu işi profesyonelce yaparak daha fazla insana ulaşmak istedim. Ben sevdiğim işi yapmaktan mutlu olurken insanlar da hayatlarındaki olumlu değişikliklerden dolayı  çok mutlu…”
                  


Sonra rüzgâr, su ve yeni bir hayat
“Feng Shui, ‘ rüzgâr’ ve ‘su’ anlamına gelen, doğada var olan yaşam enerjisini, yaşanılan mekânlarda harekete geçirme yöntemlerini gösteren eski bir Çin öğretisidir. Bir çeşit doğu felsefesi demek de mümkündür. Bir başka deyişle Feng Shui; yeryüzünü, gökyüzünü ve insanları inceleyerek, doğanın akışından yaşadığımız mekânlarda en iyi şekilde nasıl faydalanacağımızı gösteren bir felsefedir. Burada altı çizilmesi gereken bir nokta, insanın kendi doğasını tanımasıdır. Kendi yapımız ve ihtiyaçlarımızla dış çevremizi uyumlu bir hale getirebiliyorsak işte o zaman denge ve uyuma kavuşmak daha kolay olur. Kendimizi yaşamın akışı ile bir hissedebiliriz.”
 
İnsanlar yüzünü Doğu’ya çevirdi
“Geçmişi oldukça eskiye dayanan Feng Shui bir din ya da tarikat değildir. Feng Shui’nin 6000 yıllık geçmişi olduğu bilinmektedir. Bu sistemle, insanın varoluş özelliklerine uygun yaşam alanları düzenlenerek daha sağlıklı yaşanılıp, mutlu ilişkiler kurulabilir ve kariyeri geliştirilerek bereketi artırılabilir. Feng Shui sadece gözlerimizle gördüğümüz çevrenin etkilerini incelemekle kalmaz, aynı zamanda yönlerin ve zamanın etkilerini de işin içine katarak bize yaşam alanlarımızın bir enerji haritasını çıkarır. Bu enerji haritası zamanın çeşitli devrelerinde mekân içinde yaşanmış ve yaşanabilecek olaylara bir öngörü sağlar. Çünkü hiçbir yer sonsuza kadar iyi ya da kötü olamaz. Kuvvetli olduğu ya da hassas olduğu, zayıf düştüğü devreler vardır. Mekânın enerji haritasını çıkarmayı ve yorumlamayı, işin teknik uygulamaları olarak adlandırabiliriz. Feng Shui Çinli göçmenler tarafından Batı’ya açıldı. Batı kültürüne adapte edilmeye çalışılan bu kadim bilgi, uzun süre bâtıl inanç ve bir dekorasyon tarzı olarak algılandı ve ticari bir meta haline getirildi.”

Bırakın Feng Shui evinize, işyerinize girsin
“Son yıllarda üst üste krizlerle bunalan dünya, huzur, anlam ve mutluluk arayışıyla yine yüzünü Doğu’ya çevirdi ve binlerce yılın testinden geçmiş bu bilgileri yeniden keşfetmeye koyuldu. Çevreyi, doğayı, kapalı mekânlardaki insanların huzurlarını, rahatlarını, iş yerlerinin bereketlerini gözeten Feng Shui uygulamaları tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de yeni projelerde hayat bulmaya başladı. Evimizi ya da işyerimizi Feng Shui’ye göre düzenleyebiliriz. Ancak bu sistem bir dekorasyon stili değildir. Evimizde ya da yaşam alanlarımızda daha iyi bir enerji olması için yapılması gereken düzenlemelerdir. Feng Shui’ye göre her rengin, her eşyanın bir enerjisi vardır. Önemli olan bu enerjiyi doğru kullanarak günlük hayatımıza yansıtabilmektir.”
 


Zık güçlerden doğan müthiş enerji
“İnsanların doğadaki olayları algılamalarında karşılaştıkları ve evrendeki her devingen nesnede bulunduğuna inanılan doğal karşıtları da Yin ve Yang olarak tanımlanır.  Feng Shui de Ying Yang en temel kavramlardır. Sonsuz değişimi ve bu değişim içindeki zıt güçleri temsil eder. Zıt güçlerin bir araya gelmesi enerjiyi (chi) oluşturur. Sürekli değişkenlik ve akış içindeki bu enerji, evrene hayat veren itici güçtür. Sabah akşama, dönüşür, mevsimler yazın sıcağından kışın soğuğuna dönüşür… Evrende her şey zıddı ile var olur. Biri olmadan diğeri olmaz. Sıcağı bilmeden soğuğu, serti bilmeden yumuşağı, karanlığı bilmeden aydınlığı anlayamayız. Ying Yang dairesi Güneş (yang) ve Ay (yin) ile sembolize edilir. Yang ateş gibi yukarı yükselirken Yin Su gibi aşağı doğru akar. Yang aktif ve hareketli, Yin ise pasif ve alıcı olan taraftır. Yang erkek, Yin dişidir.

Enerjinin olduğu yerde madde de vardır. Çinlilere göre tüm maddeler 5 elementten oluşur. Ağaç, Ateş, Toprak, Metal ve Su. Her bir elementin bir  chi (enerji) tipi vardır. Bunların arasındaki akış evrendeki, yeryüzündeki, doğadaki, binalardaki hatta kendi vücudumuzdaki dengeyi belirler. Elementlerin arasındaki akış yapıcı bir döngü içinde olabileceği gibi yıkıcı yada zayıflatıcı bir döngü içinde de olabilir.”
 
Ağaç ateşi besliyor, küller toprağı yaratıyor…
“Yapıcı döngüde; her bir element belli bir evre içinde kendisinden sonra gelen elemente hayat veriyor. Örneğin ağaç, ateşi besliyor. Ateşin külleri toprağı yaratıyor. Toprak metale hayat veriyor. Çünkü metal topraktan çıkıyor. Metal ise sıvı formu suyu temsil ediyor. Su da ağacı besliyor ve hayat veriyor.

Yıkıcı döngüde; ise yapıcı döngünün tersi bir denge vardır. Örneğin su ateşi söndürür. Ateş metali eritir. Metal ağacı keser. Ağaç toprağı yok eder. Toprak ise su ile birlikte çamur olur.
Doğa yaradılışından dolayı harika bir dengeye sahiptir, bu nedenle taş binaların arasından sıyrılıp doğanın içine çıktığımızda çok büyük bir huzur ve rahatlama hissederiz. Aynı dengeyi evimizde de küçük değişimlerle uygulamaya çalışabiliriz. Yani Feng Shui’nin uygulanma amacı yaşadığımız mekâna huzuru, pozitif enerjiyi ve bereketi çağırmaktır.”
 
Farkında değiliz ama Feng Shui içimizde, evimizde
“Aslında çoğumuz farkında bile olmadan Feng Shui’yi uyguluyoruz. Yüksek tansiyonu olan birini en sıcak ve güneşli odaya koymayışımız, romatizması olanları rutubetten uzak tutmamız, yatağımız ve ocağımızı sağlam bir duvara yaslama arzumuz, etrafımızda seçtiğimiz renkler hep içgüdülerimizin bizi yönlendirmesidir.

Feng Shui, insanların bulundukları mekânlarda nasıl rahat, huzurlu ve sağlıklı olacaklarını gösterir. O halde insanın yapısını, ihtiyaç duyduğu elementleri tespit etmek, buna göre çevresini seveceği, beslenebileceği renk ve objelerle donatmak şarttır. Her insan doğum anında aldığı etkilere göre farklılıklar gösterir. Hangi ev kime daha iyi gelir? Hangi odada ne şekilde rahat edilir?

Bunları da mekânların insanlarla olan bağlantılarına göre çözümleyebiliriz.”
 


Doğum tarihimiz bilgi kaynağımız
“Burada ise Çin astrolojisi devreye girer. Doğum tarihimize bakarak bizim için iyi olan elementleri tespit eder. Bu elementleri, temsil ettikleri renkler ile kıyafetlerimizde ve dekorasyonumuzda kullanabiliriz. Elementlerin temsil ettikleri objelerle etrafımızı donatarak yaşadığımız yeri kendimize göre kişiselleştirebiliriz. Çin astrolojisi aynı zamanda hayattaki iniş çıkış dönemlerimizi, kariyer eğilimlerimizi, evlilik ve ilişki şansımızı, hassas sağlık noktalarımızı ve bu noktaların yaratabileceği problemleri, bunların hangi dönemde olabileceğini öngörebilen, çok faydalı bir bilgidir. Doğum tarihimize bakarak ne zaman daha iyi olacağımızı, risk alabileceğimizi, kimlerle anlaşabileceğimizi, ne zaman kendimize dikkat etmemiz gerektiğini, hangi konularda sorunlar yaşayabileceğimizi öngörebiliriz. Bu bilgilerle hayattaki şansımızı arttırmamız, yaşadığımız inişli çıkışlı dönemleri daha iyi anlamamız mümkündür.

Çin astrolojisine aynı zamanda ‘4 Sütun Astrolojisi’ de denir. Bunun sebebi doğduğumuz yıl, ay, gün ve saati gösteren 4 sütun olmasıdır.

Doğduğumuz günün elementi, hem Feng Shui ile yapacağımız mekan düzenlemelerinde, hem sağlık konularında, hem de tüm yaşamımızda dikkat etmemiz, dengeye getirmemiz gereken elementtir. Bu element zayıf ise desteklemeye, kuvvetli ise sakinleştirmeye ve kontrol altına almaya çalışmalıyız. Bir Feng Shui analizi kişisel bilgiler olmadan eksik kalır. Bu nedenle Feng Shui uzmanlarının mutlaka Çin astrolojisine de hâkim olmaları gerekir.”
 
Eviniz için küçük öneriler
“- Evinizin hiçbir bölümü dağınık olmamalı, aradığınız her şeye kolaylıkla ulaşabilmelisiniz,
- Evinizin içinde bozuk, kırık gibi eşyalar bulunmamalı (örneğin patlak bir ampul, damlayan musluk, kenarı çatlamasına rağmen çok sevdiğinizden atamadığınız bir vazo ya da bardak gibi eşyalar, işlevini kaybetmiş sadece görüntü olarak duran eşyalar, kapanamayan kapılar ya da dolap kapakları, solmuş bir bitki vs..). Bu eşyaların evinizden çıkartılması veya tamir ettirilmesi gerekir,
- Eviniz havasız, kötü kokular içerisinde olmamalı.. Bu nedenle ev her gün havalandırılmalı ve temiz havanın evin içine girmesi sağlanmalı.. Ev havalandırıldıktan sonra kokusunu sevdiğiniz bir tütsüyü de yakabilirsiniz...
- Sabah uyandıktan sonra evinize ışık girebilmesi için tüm perdeleri açın.. Çünkü gündüz ışığının evinizde yansıması pozitif enerji için çok önemlidir...
- Eviniz her zaman çok temiz olmalı. Lavaboda birikmiş bulaşıklar, temizlenmemiş banyolar kötü enerjinin evinizde dolaşmasına neden olur,
- Yatak odasında başınızı koyduğunuz duvarın arkasında ne olduğuna bakın,
- Yatak odasında huzur ve rahatlama duyulabilmesi için herhangi bir elektronik eşyanın da bulunmaması gerekir.
- Yatağınızı elektromanyetik alanlardan olabildiğince uzağa koyun.”
 
2016 DA BİZİ NELER BEKLİYOR
“Biraz da çok kısa olarak 2016 Yang ağaç/ Maymun metal yılına göz gezdirelim.
2016 Maymun yılı Çin takviminde iki element tarafından sembolize edilir. Maymun burcunun elementi olan metal ve üzerinde bulunan ateş elementi. Elementler arasındaki yapıcı ve yıkıcı döngüye göre ateş ve metal birbirleri ile iyi anlaşan bir çift sayılmazlar. Seneye hakim olan elementler birbirleri ile anlaşmadıklarında o senenin huzur içinde geçmesi beklenemez. Maymun burcunun elementi Yang metal. Yang metal güçlü silahtır. Top, tüfek gibi ağır metal. Dolayısıyla Yang metal savaşları aklımıza getirir. Metalin üzerinde bulunan yang ateş ise tez canlı, patlamaya hazır insana benzer. Onun için uluslararası çatışmaların bu sene de devam edeceğini öngörebiliriz. Metal sonbahar elementi ve yönü de batıdır. Bu nedenle öngördüğümüz çatışmaların 2014 ve 2015 deki kadar şiddetli olmayacağını beklemekteyiz.

Yang ateş çabuk öfkelenir ama dürüst, içten ve açık kalplidir. Ayrıca Yang ateş her zaman sıcaklık, mutluluk ve optimizm getirir. Bu nedenle anlaşmazlıklara yaratıcı çözümlerin bulunacağı bir sene olacaktır. Maymun burcunda Yang su ve Yang toprak elementleri de gizlidir. Yang metal silahtır. Yang su ise agresif bir okyanusa benzer. Yani bu sene denizleri, okyanusları konu alacak terslikler yaşamamız muhtemeldir. Hava ve su kazaları meydana gelebilir.

Çin takvimi 60 yıllık döngülerle tekrarlanır. Yani 60 yılda bir aynı olaylar yaşanır. 60 yaşın özel bir yeri vardır Çin’de bu nedenle. Bu da şunu göstermekte dir ki 60 yıl öncesi benzer olaylar bu sene tekrar edecektir. Tabii ki çağımız teknolojisi ve şartlarına göre.
Ateş yılı her şeye rağmen insanlarda güven duygusunu arttırarak ekonomiyi canlandıracaktır. Çünkü insanlar umutlu oldukça para harcar ve buna bağlı olarak da ekonomi canlanır. Yine Yang ateş yılı etkisiyle eğlence sektörü ve borsa sektörü olmak üzere lojistik, taşıma, iletişim, finans, otomotiv sanayii, mühendislik sektörleri yükselen sektörler olacaktır.

Kaplan, at ve köpek burçları bu yıl bol seyahat edecekler. Ve Kaplan burcunda olanlar ya da 4 sütunlarından birinde kaplan olanların yılan figürü taşımalarında yarar var. Terslikleri, kazaları önleyecektir.  Yine bu sene Horoz burçları romantik ve sosyal bir yıl geçirecekler. Evlenmek için uygun bir yıl olacak. Maymun yılında doğanlar yani doğum tarihlerinin sonu 5 ve 9 ile biten senelerde doğanlar bu sene koruyucu melek etkisinde olacaklar. Yani bu sene etrafınızda çok yardımcı insanlar olacak ve çevrelerinden daha çok destek görecekler. 2016 senesini daha iyi tahlil etmek için kişiye özel tüm sütunları, (saat, gün, ay, yıl) iyi ve iyi olmayan elementleri bilerek bütünsel bir değerlendirme yapmanın daha doğru ve güvenilir bir analiz olacağını yineleyelim.

Her ne kadar bazı yönleriyle karamsar görünebilse de, Çin takvimi 2016 Ateş Maymun senesi aslında pek çok güzel anıya, kazanca, sevinç ve mutluluk anılarına da tanıklık edecektir. Tüm insanlığa sağlık, mutluluk ve bol kazanç getirmesini diliyorum.”