BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiEkonomiyi FED kararı değil, erken seçim yıkar----

Ekonomiyi FED kararı değil, erken seçim yıkar

Ekonomiyi FED kararı değil, erken seçim yıkar
02 Ağustos 2015 - 10:56 www.finansgundem.com

Zaman Gazetesi ekonomi yazarı Selim Işıklar'ın bugünkü yazısı...

Türkiye ekonomisi ve piyasaları için şu an tam olarak ‘topun ağzında' deyimi kullanılması yerinde olur.
Son iki yıldır yazılarımda sürekli dile getirdiğim gibi küresel piyasalarda 12-13 yılın tam tersi bir durum yaşanıyor. Bir başka deyişle 2001 yılı sonlarına doğru 11 Eylül saldırıları sonrası dünya ekonomisinde yaşanan büyük değişim, doları neredeyse rezerv para niteliğinden uzaklaştırarak zayıflatmıştı. Altın 250 dolar seviyesindeyken 1.900 dolara kadar tarihi bir sıçrama yapmış, dünyada 1929 yılı sonrasında 2008-2009 ekonomik buhranı yaşanmış ve bunun karşılığında parasal genişlemeler Çin, Hindistan, Rusya, Türkiye, Brezilya gibi dinamik ama sermaye kıtlığı yaşayan gelişmekte olan ülkelere doğru yönelmişti.
    Türkiye 2002-2007 yılları arasında ortalama yüzde 6,7 büyümüş, GSYH 200 milyar dolardan 750 milyar dolara kadar yükselmişti. 2001 yılındaki büyük kriz, Kemal Derviş'in ekonomik devrimiyle son bulduktan sonra bu ekonomik politikalar, iktidara gelen AKP ekonomi kurmayları tarafından titizlikle uygulanmış ve ekonomi 2008 dünya ekonomik buhranından kısa sürede sıyrılmıştı. 2011 genel seçimlerine kadar genelde olumlu bulduğum strateji ve faiz politikası ile sapma yapmayan Türkiye özellikle 2013 yılı ortasında tam da notu ‘yatırım yapılabilir' kategorisine yükseldikten sonra ekonomide, demokraside, dış politikada, iç siyasette, eğitim gibi temel sorunlarda 1990 öncesine doğru hızla dönmeye başlamıştı. Aynı zamanda küresel piyasalarda rüzgârın yön değiştirmesiyle birlikte kriz ‘mükemmel bir fırtınaya' dönüşünce ekonomi ve piyasalar son iki yılda hızla dibe çökmeye başladı. Dolar yüzde 60'a yakın yükselirken, Türk şirketlerinin dış borcu zirveye çıktı. İç borç da zirve yaptı. Enflasyon yükseldi, büyüme hızı negatife döndü, orta gelir tuzağına çekilen Türkiye adeta başladığı noktaya geriledi.
    7 Haziran seçimleri sonuçları ile özellikle ekonomide, dış politikada ve demokrasi konusunda Türkiye için bir onarım gerektiği mesajı vermesine karşın hâlâ erken seçim konusunda direten bir anlayış gözleniyor. Bu durum ekonomi ve piyasalar üzerinde büyük bir tahribata yol açabilir. Koalisyon konusunda CHP ve AKP'nin anlaşması ve sağlam bir hükümet kurmaları durumunda inanın ABD Merkez Bankası (FED) faizleri bile artırsa ekonomide kısa sürede, piyasalarda orta vadede iyileşme yaşamaya başlayacaktır. Erken seçim, azınlık hükümeti kısa ve orta vadede Türkiye'yi kırılgan yapıya sokacaktır. Dolardaki kalıcı yükseliş, 2001 krizi gibi bir krizin başka bir versiyonunu devreye sokar. Olumlu olması durumunda koalisyonun ekonomi ve diğer konulara yaklaşımı son derece önemli…
Gözler hükümet arayışında
Bu yılın başında henüz 2,3 lira seviyesindeyken doların 2,80-2,85 aralığına, bir ihtimal de 3 liraya kadar tırmanabileceğini vurgulamıştım. Analizlerimde sapma olmadı. 7 Haziran seçimlerinde 2,80 lira test edildi. Seçimin ardından bir koalisyon ihtimalinin doğması ile liranın değer kazanacağı fikri ağırlık kazanınca, dolar hızla 2,62 liraya gerilemişti. Açıkçası şu an en kritik dönemden geçiyoruz. Ağustos ayına girildi ve erken seçim isteyen siyasiler çözüm sürecini rafa kaldırarak oldukça şahin politika izlemeye başladı. Piyasalar bu yaşananlar sonrasında koalisyon ihtimalinin azaldığını düşünerek dolara yöneldi. Dolar yeniden 2,80 lira sınırına gelmiş durumda. Koalisyon için büyük çaba gösteren CHP, isteksiz de olsa koalisyon görüşmelerini sürdüren AKP eğer koalisyon kurabilirlerse piyasalar normale dönecektir. Bu durumda dolar/lira 2,60 ve altına, Borsa 88-90 bin puana, faizler ise yüzde 9 ve altına hızla gerileyecektir. Erken seçim veya azınlık hükümeti ise belirsizliği ortadan kaldırmayacaktır ve dolar 2,80-2,85 ve sonrasında hızla 3 liraya kadar tırmanacaktır. Bu sebeple yarın bu konuda kurmayların açıklamaları ve sonrasında genel başkanların görüşmesi dikkatle takip edilecektir. Eğer ağustos ortasına kadar bir koalisyon ihtimali ortadan kalkarsa Türkiye ekonomisi için geri dönülemez bir çöküş süreci başlayacaktır.
YORUMLAR (4)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • murat03 Ağustos 2015 01:34

    dış güçlerden borç para alıyoruz,o aldığımız borçları bankadan kredi çekerek samsung,mercedes,iphone vs alıyoruz,üretmiyoruz tüketiyoruz,sanayiyi inşaata kuruyoruz dış güçler diyerek kendimizi kandırıyoruz,dış güçlerin bir şey yapmasına gerek varmıki.

  • mehmet02 Ağustos 2015 23:59

    Dışarıda dış güçler içeride hainler bizim ekonomiyi çökertmeye çalışıyor amma velakin amerikanında ekonomisi FED yani faiz filan yükseltemez yükseltirse sonları olur. Peter Hug diye bir ekonomist var isterseniz bir inceleyin.

  • m02 Ağustos 2015 21:05

    Bi bok yok borsayuksek dolar yuksek her sey yolunda

  • gazete mi?02 Ağustos 2015 20:17

    bu adamların allah bir dediği hariç hiçbir şeye inanmam. adamlar ülkede terör örgütü gbi resmen. gazete mi yani?