BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaDolar bu hafta 3.63'e kadar geriler!----

Dolar bu hafta 3.63'e kadar geriler!

Dolar bu hafta 3.63'e kadar geriler!
16 Ocak 2017 - 07:41 www.finansgundem.com

Vatan ekonomi yazarı Ali Ağaoğlu köşesinde bu hafta piyasalara yönelik beklentilerini açıkladı

Ali Ağaoğlu Vatan gazetesindeki köşesinde dolar ve borsaya yönelik beklentilerini kaleme aldı. Merkez Bankası’nın hamleleriyle bu hafta dolar/TL 3.70’i test edip 3.6350’lere kadar gerileyebilir. Kurda yaşanan düzeltme borsa tarafını da heyecanlandıracak. BIST’te ilk hedef 81.950 puan. Gözler 20 Ocak’ta Başkanlık koltuğuna oturacak Trump’a çevrilecek.

İşte Ağaoğlu'nun o yazısı;

Yılın ikinci haftasında kurlarda yaşanan sert yükselişe karşın Merkez Bankası’ndan bazı adımlar geldi. Bu adımlar, çok önemli yaptırımlar içermiyor olsalar da piyasaların başıboş olmadığı, TCMB’nin piyasaları yakından izlediği ve sahipsiz bırakmadığının hissedilmesi açısından önemliydi. Nitekim bu algı bile piyasaların gemi azıya almış çılgın gibi hareket etmesinin önüne geçmeye yetti. Şimdilik... 10 Ocak tarihinde TCMB bazı hamleler yaptı. Zorunlu karşılık oranlarını 50 baz puan düşürerek piyasalara 1.5 milyar dolarlık likidite sağladı. Aynı gün döviz karşılığı TCMB, borçlanmanın toplam limitini 22 milyar TL’ye indirdi.

Bu adımlar, bir yandan dolar likiditesine ihtiyaç duyan bankacılık sistemine dolar likiditesi sağlarken; “carry trade (ucuz faizle borçlan, yüksek faizli para birimine yatır)” parası haline gelen Türk Lirası’nın bu kaderini değiştirmeye yönelik adımlardı. 11 Ocak’ta 3.9422 ile tarihi düşük seviyesine gerileyen TL’yi ipten alan hareketler oldu bunlar. TL, 12 Ocak’ta 3.7490’lara kadar değer kazandı. Günü 3.76’lı seviyelerden kapattı. Geçtiğimiz Perşembe ve Cuma günleri TCMB bir adım daha attı ve haftalık repo ihalelerini; bankaların yüzde 8 ile politika faizinden borçlanma imkanlarını; durdurduğunu ve fonlamayı gecelik borç alma (yüzde 8.50) ve Geç Likidite Penceresi’nden (GLP) (Fonlama faizi yüzde 10) sağlayacağını açıkladı.

Bu hamleler Dolar/TL kurunun 3.77’li seviyelerde “istikrar” kazanmasına yardımcı oldu. Cuma günü dolar/TL kurunun 3.78’lerde olduğu bir sırada ve Türkiye piyasaları kapandığı saatlerde (neden gün sonunda olduğuna dair yapılacak açıklamayı merakla bekliyorum) TCMB’den yeni bir açıklama geldi: Borçlanma limitleri 11 milyar TL’ye indirilmişti.

Bu haberi duyan yabancı yatırımcılar, TCMB’dan bazı önemli adımlar geliyor algısıyla TL’deki kısa pozisyonlarını “kâr alma” amacıyla kapatınca dolar/TL kuru 3.7250’lere kadar geriledi.

Dolar/TL için kritik seviye ne?

Merkez Bankası’nın Cuma günü geç saatlerde açıkladığı fonlama miktarının 11 milyar TL’ye indirilmesi kararı sonrasında 3.7250’lere gerileyen dolar/TL kurunun; haftalık fonlamanın (Yüzde 8.00 ile olan) haftanın ilk üç gününde de iptal edilmesi durumunda dolar/TL kurunun 3.70’lerin altına inmesi ihtimali hiç de az değil. Piyasalarımızın 3.78’lerden kapanması sonrası gelen bu haber ile gerileyen kurların önce bu boşluğu kapatan bir hareket yapması olasılığı da var. Önce bu teknik boşluk kapanacak olursa yükselişler satış fırsatı olarak değerlendirilecektir. TCMB’nin haftalık repoları iptal etmesi durumunda yeniden düşük 3.70’ler test edilirse altına inilmesi de söz konusu olabilecek. Hatta bu hareketin 3.6350’lere kadar devam etme olasılığı var. Bu seviyenin aşağı kırılması şimdilik zor. Gerek yukarıdan satmış olanlar için kâr realizasyonu gerekse de daha önce almak isteyip de alamamış olanlar için fırsat olarak algılanacaktır. En azından 24 Ocak’a kadar.

Trump ve Fitch stresi

20 Ocak’ta Donald Trump görevi Obama’dan devralacak. Trump’ın geçtiğimiz hafta seçildikten sonra yapmış olduğu ilk basın toplantısı pek göz doldurmadı. Şirketlerinin yönetimini iki oğluna devrettiğinden başka pek de elle tutulur yeni bir bilgi yoktu. Önümüzde 24 Ocak’ta yapılacak PPK toplantısı ve 27 Ocak’taki Fitch’in not değerlendirmesine dair açıklaması var. Fitch’in yatırım yapılabilir notumuzu düşürmesinin olasılığı hayli yüksek ve piyasalardaki fiyatlamalar da bu minvalde...

Asıl önemli olan 24 Ocak’ta PPK’dan gelecek olan kararın ne olacağı. O güne kadar Merkez Bankası’nın aldığı mikro önlemler (ki bunların ne kadar işe yarayacağından şüpheliyim, değineceğim) piyasaları “sakinleştirmeye” yardımcı olacaktır. Ancak o toplantıdan radikal adımlar çıkmaz ise alınan mikro önlemler de buhar olup gidecektir.

Çıkış devam eder mi?

Dolar/TL’DE yaşanan düzeltme BIST’i de heyecanlandırdı, BIST 100 endeksi sürpriz bir yükseliş yaşadı. Nominal BIST endeksi (TL bazında) yükselişe başlarken 77.666 ile 77.899 arasında boşluğu geride bıraktı. Kapanacaktır. Öncesinde geçtiğimiz Cuma günü 81.524’ten kapatan ve hem 50 hem de 200 günlük Basit Hareketli Ortalaması’nı yukarıya kıran endeksin ilk aşamada 81.950 seviyesini test etme olasılığı yüksek. Sonrasında 84.800 gibi önemli bir hedef devreye giriyor ki bu seviyeye doğru bir hamle yapmadan önce geride bıraktığımız “boşluğun” test edilmesi olasılığı az değil.

Mikro önlemlerin etkileri

Zorunlu karşılıkların düşürülmesi, haftalık repo ile fonlamanın (Bu haftanın ilk üç gününde de büyük olasılıkla yapılmayacaktır) iptal edilmesi, GLP’den fonlama yapılması kısa vadede kurlardaki yükselişe ket vurmuş durumda. Mesele bu durumun sürdürülebilir olup olmadığıdır.

Asıl sakınca bankaların ihtiyaç duydukları fonlamanın GLP’den sağlanmasıdır. Hesabını kitabını iyi yapamamış (Bu masum bir sebep) ya da zor durumdaki bankaların (Bu ciddi bir algı sorunu yaratır) kullandığı bu imkânın bir “politika aracı” haline getirilmesi bugün için olduğu kadar, Türk bankacılık sektörünün geleceği için de çok ciddi bir risk ve algı problemi yaratması işten bile değil. Bir bankanın hazinesinin “namusu” faizi ne olursa olsun ihtiyaçlarını piyasadan karşılaması; ucuz olsa bile ihtiyaçlarını “son kaynak” olan GLP’den karşılamamasıdır. Ne zamanki fonlama GLP’den karşılanır diğer bankalar, o bankaya pek de sıcak bakmazlar. Tüm bankalar; sırf “göstermelik sıkı para politikası” nedeniyle; aynı duruma “düşürülürse” bunun Türk bankacılık sektörüne olumsuz yansımaları mutlaka olacaktır. Bunun kısa vadede değilse de orta-uzun vadede mutlaka maliyetleri olacaktır. Bu nedenle kısa vadeyi kurtaracak palyatif çözümler yerine, orta uzun vadeye yönelik radikal adımlar atılması gerekir. Bunların da sadece TCMB tarafından değil, politika yapıcıları aracılığıyla ekonomi yönetimi tarafından atılması gerekir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (6)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)