BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiÇin ekonomisinde son durum nedir----

Çin ekonomisinde son durum nedir

Çin ekonomisinde son durum nedir
11 Nisan 2017 - 07:17 www.finansgundem.com

ABD'nin, Kuzey Kore'nin nükleer çalışmalarını durdurmak için yardım istediği Çin'de ekonomik durum nedir? Akşam yazarı Deniz Gökçe, Çin ekonomisinin verilerini köşesine taşıdı. İşte Gökçe'nin o yazısı:

ABD Başkanı Donald Trump, Çin Başkanı Xi Jinping ile geçtiğimiz günlerde bir araya geldi. ABD, Kuzey Kore’yi frenlemek ve nükleer silahlar yapmasını engellemek için Çin’in yardımını istiyor ama aslında Çin’in kendi ekonomik sorunları çok büyük. Martin Wolf kısa bir süre önce Çin ekonomisinin sorunlarını gündeme getirmişti, vurguladığı sayılara bir bakalım!

Çin’in toplam yıllık tasarrufu, ABD ve de Avrupa Birliği'nin toplam tasarrufunun yüzde 75 kadarı. Geçen yıl kabaca 5 trilyon dolar kadardı. Çin’in brüt yatırımı ise 2015 yılında, brüt domestik üretimin yüzde 43 kadarı idi. Ekonominin büyüme hızının üçte bir azalmış olmasına rağmen yatırım 2008 yılının yatırım payından fazla idi. Bu kadar yüksek yatırımın yapılabilmesi için de, kredinin GSYİH oranı 2008 sonunda yüzde 141 iken geçen yılın sonunda yüzde 260 oranına çıkmıştı. “Shadow banking” sistemi de, yatırım enstrümanları sayesinde dev hale gelmişti. “Interbank” borç verme sistemi de iyice artmıştı ve sonunda Çin banka sistemi dünyanın en büyüğü haline gelmişti.

Hatırlamamız lazım ki geçmişte, yani son yüz yılda ABD bugünkü Çin durumunda idi. Geçen yüz yılda ABD ile dünya arasında, önce Büyük Depresyonu , sonra da Büyük Resesyonu yaratan ABD finans girişimi ile global ekonomi arasındaki ilişki, gündeme gelmişti. Bugün ise Çin’in makroekonomik sorunları göz önüne alınırsa , bu sefer de Çin geçmişe benzer makroekonomik sorunlar üretebilecek konumda. Doğru sonuca varmak için makroekonomi ile finans arasındaki ilişkileri iyi anlamak gerek.

Çin’de 2015 yılında brüt ulusal tasarruf GSYİH’nın yüzde 48 kadarı idi. Dünya Bankasına göre bu tasarrufun sadece yarısı hane halkı tarafından gerçekleştirilmişti. Gerisi şirket karları ve de kamu tasarrufundan gelmekte idi. Uluslararası karşılaştırmalara göre yüzde 6 büyüme GDP’nin üçte biri kadar yatırım gerektiriyordu. Bu da Çin’in ülke içi için gerekli tasarruf fazlasının GSYİH oranı olarak yüzde 15 kadar olduğunu işaret ediyordu.Geriye kalan büyük tasarruf nereye gidecekti? Tabii cari denge fazlası olarak ülke dışına gidecekti.

Finansal kriz öncesi durum böyle olmuştu. Bugün ise ülke döviz giriş çıkışını serbest bıraksa ve de kredi ve borç büyümesini durdursa da, sermaye dışarıya gidecek ve de ülkenin parası renminbi değer kaybedecek, ve de global şekilde yönetilmesi mümkün olmayan bir cari denge fazlası ortaya çıkacaktı .

Bugünkü kredi büyümesi ve onu takip eden finansal kırınganlık, cari denge fazlasının ortaya çıkmasını önlemek için yapılan şeylerin sonucu . Yatırım, ekonomik olmayacak düzeylerde yatırım yapılmasıyla sonuçlanıyordu.

Çin yöneticileri ne yapacaktı? Ya kredi artışını durduracaklar, yatırımı azaltacaklar ve ülkede bir resesyon gündeme gelecekti. Veya da çok büyük bir dış ticaret fazlası gerçekleşecekti, tabii ikisi beraber de olabilirdi. Ya da, bu durumda krediyi ve yatırımı arttıracaklar, ama sermaye hareketi kontrolunu da çok sıkı artıracaklardı. Bu neden gerekli idi ? Büyük, likit, riskli ve de az getirili varlık stoku arttıkça Çin şirketleri ve de bireyler paralarını ülke dışına taşıyorlardı. Bu da sürekli artan ticaret fazlasına rağmen, rezervlerin azalmasını gündeme getiriyordu. Döviz rezervleri 2014 Haziranında 4 trilyon kadar iken 2017 Ocak ayında 3 trilyona düşmüştü.

ABD ve Çin aslında bu konuları ortak olarak tartışmak zorundalar. Sorun ticaret fazlası konusunda değil. Makroekonomik politika ile finansal politikanın bir arada yönetilememesi sorun. Çin’in dış durumuna, döviz hareketine, döviz kuruna ve yabancı para rezervlerine çok dikkat edilmesi gerekiyor. Ancak söylemek gerek ki, Bay Xi ‘nin memleketinde bunları anlayan kişiler var, ama ABD’de bu konuları anlayanlar başta Trump olmak üzere pek fazla değil ( Navarro da pek anlamıyor). Halbuki dünyanın stabilizasyonu, her yerde bu konuların anlaşılmasını gerektiriyor.

Özetle Çin kendisi büyük sorunlara sahip, ve ABD’nin Kuzey Kore sorunu için de Çin’in ortalığa fırlaması pek olası değil!

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)