BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemAlbayrak ve çocukları darbe gecesi ne yaptı?----

Albayrak ve çocukları darbe gecesi ne yaptı?

Albayrak ve çocukları darbe gecesi ne yaptı?
25 Temmuz 2016 - 16:35 www.finansgundem.com

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, NTV canlı yayınında Oğuz Haksever'in, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin sorularını yanıtladı.

15 Temmuz'da darbe girişimini çocuklarına hissettirmemeye çalıştıklarını belirten Bakan Berat Albayrak, "Biz mümkün olduğunca hissettirmemeye çalıştık. Büyük oğlum 10 yaşında, kızımız 7 yaşında, ufaklık daha 1 yaşında bile değil. Oğlan ve kız daha fazla farkındalar tabi. O süreçteki bizim yansıtacağımız atmosfer ve iklimin onların kişiliğini ve psikolojisini de etkileyeceğinin farkında olarak bunun içinde olayı ekstra sakin şekilde yönetmek için de çaba sarf ettik. Ama oğlan biraz daha büyük olduğu için geçen gece yine konuştum biraz onunla, iletişim kurarak bu süreci mümkün olduğunca doğru atlatmaları, hafızalarında doğru yer etmesi için çaba sarf ediyoruz. Ama hayatta bazı şeyler yaşanıyor yapacak bir şey yok. Keşke yaşanmasıydı ama yaşandı. Öldürmeyen acı güçlendirir sözü var çok sık kullandığım. Yeter ki bunları doğru yönetebilelim. Sadece kendi çocuklarım için söylemiyorum bunları tüm Türkiye içinde muazzam bir kazanım" ifadesini kullandı.

"ULAŞAMADIKLARIMIZ OLDU"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın açıklamalarından satırbaşları:

Nasıl başladı? Cumhurbaşkanı ilk öğrendiğinde siz de orada mıydınız?

Kabine üyelerimiz basına çıkıp görüşmeler yapıyorlar ama bu yayının mahiyeti farklı. Medya vesilesiyle sizlerin o dönemlerdeki dik duruşunuz için teşekkür ediyorum. Biz o gün gayet sıradan bir gün, akşam oturduğumuz süreçte Beylerbeyi'de bir hareketlilik, orada askerin sivil halka ve polis yönelik yapmış olduğu olağandışılığı aktarmış olduğu bir süreç. İlk telefon konuşmasında biz çok ihtimal vermedik. Muhtemelen sizde ilk gelen bilgilerde aynı şekilde ihtimal vermemişsinizdir. Telefonlar gelmeye, bilgiler gelmeye başlayınca  bir noktadan sonra artık farklı bir psikolojiye farklı bir stratejik adım atma gereğine ihtiyaç duyulduğunu görüyorsunuz. Nitekim artık 3 konuşmadan sonra biz masadan ayrıldık başka bir odaya geçtik sayın cumhurbaşkanımızla. Öncelikli olarak başbakanımız olmak üzere ilişkili kurumları aradık. Ulaşamadıklarımız oldu. Ulaştıklarımız oldu. Özellikle İstanbul ve Ankara’nın güvenliği noktasında ciddi bir stratejinin gerektiğinde hareketle valimiz ve emniyet müdürümüzle, Ankara’daki valimizle irtibata geçerek bu sürecin hızlandırılması, telefonu kapalı olanlar, uçakta olanlar, ulaşabildiklerimizle bu süreci hızla ilerletmeye çalıştık. İnsanların yöneticilikleri, liderlikleri kritik süreçlerde belli olur. Tartışmasız Türk tarihinde belki Osmanlı’da dahil bu kadar kritik bir süreci yaşamıştık. Böyle bir süreci Cumhurbaşkanımız çok soğukkanlılıkla, güçlü, cesur ve hiç heyecanlanmadan yönetti. Belki en ama en kritik cümle bu olabilir.

"LİDERLİK İŞTE BÖYLE BİR ŞEY"

Siz ilk öğrendiğinizde ne düşündünüz?

İnsan bu tip olayları yaşadığında farklı bir psikolojiye girebilir. Az çok karakterinizi fıtratınızı biliyorsunuz ama kriz dönemlerinde nasıl refleksler verebileceğini de o anlarda tecrübe ediyorsunuz. Nitekim son 10 yılda Türkiye'nin yaşadığı ve benzeri farklı krizlerin içinde yer alarak birçok şeye şahitlik ettik. Paralel dediğimiz bu yapıyı çok yakın tanımış olmaktan öte yapacaklarını tanımaktan öte Türkiye'nin şu ana kadar gelmiş olduğu olgunluk iklimini de belki biraz yakından bilmekle alakalı kanaatim hiçbir zaman olumsuz olmadı. Hem millet olarak, hem bu ülkenin başındaki liderlik olarak, hem de duruş olarak Türkiye'nin bu süreçten güçlü bir şekilde çıkacağıyla ilgili Cenab-ı Allah kalbine zerre kadar korku, heyecan, sıkıntı, stres vermedi. Bu sürecin yönetilmesi kararlar veriyorsunuz, doğru kararlar vermeniz gerekiyor. Burada biz elimizden geldiğince bu sürece destek olup cumhurbaşkanımızın en doğru kararları almasıyla ilgili elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştık. Ama tüm bu sürecin başından sonuna kadar liderlik işte böyle bir şey, cumhurbaşkanımızın çok başarılı bir süreç yönetti.

"TÜM AİLEMLE GURUR DUYDUM"

Cumhurbaşkanı hanımefendinin ve eşiniz hanımefendinin yaşadıkları, ortam veya durumlarıyla ilgili neler söylersiniz?

Hepimiz birlikteydik. Kararlarımızı aldık ailecek toparlandık helikoptere geçtik. Orada gayet sakin alternatifler değerlendirildi. Helikoptere geçiş ve oradan hangi uçağa geçilecek konusu ki 4 alternatif belirlemiştik. Aydın, İzmir, Bodrum ve Dalaman. Dördüyle ilgili hazırlık yapılıp son saniyeye kadar hangi limana inip uçağa geçeceğimizi de söylemedik. Bu alternatiflerden sonra nereye gideceğimizi de son ana kadar söylemedik. Dolayısıyla gayet soğukkanlı gayet cesur bir ailenin ferdi olarak bir kez daha tüm ailemle gurur duydum.

"O SÜREÇ ÇOK HEYECANLI GEÇTİ"

Uçakta bir istişare toplantı bir şey var mıydı?

Uçaktan biz telefon görüşmelerine devam ettik. İşte ineceğimiz havaalanı alternatifleri içinde İstanbul’ Sabiha ve Atatürk. Sabiha’da sıkıntı devam ediyor Atatürk’te biz binerken kulenin kurtarıldığı bilgisiyle birlikte o alternatifte masanın üzerindeydi. Sonra pilotun verdiği bilgiler bazı sıkıntılar oluştu. Son dakikaya kadar uçaktaki telefon görüşmeleri içinde kulenin tekrardan sağlıklı şekliyle kontrol altına alındı bilgisi geliyordu. O arada devamlı cumhurbaşkanımızı görüşmeler yapıyor. En son kararı Cumhurbaşkanı tüm riskleri göze alıp Atatürk’e karar verdikten sonra son dakikaya kadar oraya inişimizi gerçekleştirdik. O süreç uçakta çok heyecanlı geçti tabi.

"BİZ ÇOK GİZLİ STRATEJİ İLE İLERLEDİK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerimizden jetler geçiyor diyordu kimden oldukları belli miydi o sırada?

Hiç şüphemiz yoktu bu ülkeye hizmet eden pilotlardan olmadığı çok açıktı. Biz kimlik belirtmeden sahte kimlikle havalandığımız bu uçağın inişiyle ilgili sürecin sonraki konuşmalardan ve bilgilerden takip ettiğimiz sürece hem otel, hem helikopter hem uçakla ilgili koordinasyon ve aralarındaki görüşmelerden fark ediyoruz ki oteli helikopteri ve uçağı yakından takip ediyorlar. Ama tam tespit edemiyorlar. Çünkü biz çok gizli strateji ile ilerledik. Kader planında planın da sizin yaptığınızın çok cüzi bir ehemmiyeti yok. Mutlak kaderin sahibi bir şeyi takdir edecekse işte gözünüzün önünden geçer kimse sizi görmez. Böyle bakmak lazım. Burada insanların duası, sevgisi, muhabbeti, Cenab-ı Allah’ın mutlak takdiri her şeyin ötesinde. Üzerimizden geçtiler ama göremediler. Helikopterle biz çıktık onlar geldiler.

"BİRLEŞTİRİCİ BİR OLAY OLMASI ÖNEMLİ"

Halkın sokağa çıktığı haberi ne zaman geldi?

Biz otelin önüne geçip canlı bu açıklamayı yaptığı zaman sayın cumhurbaşkanımız içeri girdiğimizde biz canlı yayınlandığını zannediyorduk. Ama son öğrendik ki TRT ve Anadolu Ajansı’ndaki sıkıntıdan bu da gerçekleşmemiş. Bu gerçekleşmediği için biz tek tek hemen en hızlı bağlananlarla birlikte siz de dahil Cumhurbaşkanımızın mesajının hemen iletilmesi gerektiği kararını anında orada verdik. Halkın sokağa çıkması da bize telefonla dönem yetkili işte emniyet müdürlerimiz, valilikler, sivil toplum örgütleri, bize ulaşan eş dost, sivil toplum örgütleri noktasında Taksim’de havaalanında veya en önemlisi köprüde birçok vatandaşımız maalesef şehit oldu köprüde. Halımızın televizyonda bu mesajı aldıktan sonra başkomutandan, cumhurbaşkanından artık her şeyi bir tarafa bırakıp ülkenin özgürlüğü noktasında sokağa çıkma olayını mütemadiyen takip ettik. Bu tabi güzel bir şey. Ne kadar üzücü bir olay olsa da bu kadar da birleştirici bir olay olması itibariyle de önemlidir.

"IŞİD'DEN DAEŞ'TEN VEYA PKK'DAN DAHA TEHLİKELİ"

Hulusi Akar'ın ifadesini nasıl yorumlarsınız?

Özellikle bu terör örgütü başıyla ilgili kısmı ifade ediyorsanız bundan 79 milyonun zerre şüphesi yok zaten. Bu darbeyi kurgulayanların bu yapıyla ilişki olduğundan kimsenin şüphesi yok. Öyle bir yapı ki bu yapının dönüştürdüğü birçok insan sözde benim arkadaşım diyebileceğim çok insana şahit olduk. Bu yapının bu kadar sapkın bir yapıya dönüşebileceği hikayesi... Onun için diyorum IŞİD'den DAEŞ'ten veya PKK'dan daha tehlikeli. Bu adamı kaç kere gördün hayatında? Olayları anlayamıyoruz diyor. Ülkesine hıyanet edecek noktaya kadar kendi milletine top atacak kadar zalimleşen beyni yıkanmış bir yapı. Bir insan ülkesine ihanet ediyorsa her şeyi yapar.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)