MÜSİAD 'Evet' dedi

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, 12 Eylül'de yapılacak olan anayasa değişikliği referandumuna MÜSİAD olarak ''Evet'' diyeceklerini bildirdi. MÜSİAD Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada Vardan, Türkiye'nin referandum süreciyle önüne gelen fırsatları değerlendirip, modern ülkeler klasmanına çıkabileceğini dile getirerek, fırsatın tepilmesi halinde ise ülke olarak küme düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalınabileceğini savundu. Vardan, ''Türkiye'de yaşayanlar olarak önümüzdeki bu fırsatları ya tepeceğiz ve sonucunda küme düşeceğiz ya da değerlendirip, yükselmeye devam edeceğiz ve klasman atlayacağız'' dedi. Türkiye 2001 krizi sonrasında önemli bir performans sergilediğini, bu şekilde Türkiye'nin, bölgesinde ve dünyada büyük bir ağırlık kazandığını ifade eden Vardan, Türkiye'nin BM Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, BM Güvenlik Konseyi, NATO, İslam Konferansı Teşkilatı ve İslam Kalkınma Bankası gibi uluslararası kuruluşlarda üst düzeylerde temsil pozisyonları elde etmiş, dünyada ''barış gücü ve arabulucu'' olma yolunda herkesin sözüne itibar ettiği, hakkaniyet ve toplumsal vicdanın sesi olma yolunda kalıcı adımlar attığını anlattı. Vardan, öte yandan Türkiye'nin, dünya ekonomisinin ekseninin Batıdan Doğuya kaydığı bir konjonktürde, ''Doğunun en batısı ve Batının da en doğusu'' olma hüviyetiyle, yeni ekonomik mimarinin odak merkezi haline geldiğine işaret ederek, Türkiye'nin, son yıllarda uygulanan ''bölgesinde komşularıyla sıfır sorun'' ve ''dış ticarette azami ekonomik entegrasyon'' politikalarıyla birlikte büyük kazanımlar elde ettiğini vurguladı. ''İçinde bulunduğumuz coğrafyada bölgemiz, vizesiz ve engelsiz fiili bir serbest ticaret alanı haline gelmiştir ve bu alan da her geçen gün gelişmektedir'' diyen Vardan, bugün hem komşu ülkelerle yapılan ticaret rakamlarına bakınca, hem bu pazarlara iş yapan üyelerle konuştuklarında, hem de alışveriş merkezleri ile turistik alanlarda özellikle yakın coğrafyadan gelen turistleri görünce, Türkiye'nin nasıl bir ''doğal çekim alanı'' oluşturduğunun bir kez daha anlaşıldığını belirtti. -ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İŞ DÜNYASINA DA DOĞRUDAN VE KISA VADEDE AVANTAJLAR GETİRECEK''- Vardan, özellikle, TBMM'de kabul edilen, Cumhurbaşkanı'nın onayladığı ve nihayetinde Anayasa Mahkemesi'nin de birkaç rötuşla onay verdiği 26 maddelik Anayasa Değişikliği Paketinin referandum süreciyle ilgili yaşananların oldukça manidar olduğunu belirtti. Gelişen Türkiye'nin ilerleme hızına ve değişen dünyanın gelişmelerine ayak uyduramayan, gündemin ruhunu yakalamaktan uzak, daha önce de birçok maddesi ihtiyaca binaen değiştirilmiş olan mevcut Anayasa'nın, Türkiye'nin ilerlemesini engellediğini ifade eden Vardan, o nedenle, kendilerinin MÜSİAD olarak bugün çözümün; ''şeffaf, adil, liyakat ve rekabete dayalı, dışa açık, demokratik bir sistemin içselleştirilmesi'' olduğuna inandıklarını söyledi. Vardan, bu bağlamda, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan referandumdan çıkacak sonucun, Türkiye'nin dünya klasmanında ileride nerede olmak istediğine işaret edeceğini vurgulayarak, kabul edilmesi halinde, AB'nin Türkiye'den yapılmasını beklediği bazı reformların da tamamlanması anlamına gelecek olan anayasa değişikliğinin, müzakereleri sürdürülen AB sürecine de pozitif bir ivme katacağını söyledi. ''Ama bizler için, bundan daha önemlisi, 130 milyar dolara kadar ulaşan ihracat rakamlarını görmüş, hemen hemen tüm dünyaya ihracat yapar hale gelen Türk özel sektörünün önü, daha da açılacaktır'' diyen Vardan, bu sebeple, Anayasa Değişikliği Paketinin, sadece toplumsal kalkınmaya getireceği yüksek standartlarla kalmayacağını, aynı zamanda iş dünyasına da doğrudan ve kısa vadede avantajlar getireceğini dile getirdi. -ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE 'EVET' ...- Ömer Cihad Vardan, şunları kaydetti: ''Sonuçta anayasa değişikliğine 'Evet' diyerek aslında uzun zamandır birçok kesim tarafından dile getirilen seçkinlerin yönettiği sözde demokrasiye, korumacı statükoya, terör ve şiddete, ayrımcılığa, kayırmacı ve kollayıcılığa, istismar ve keyfiliğe, ergenekon tipi yapılanmalara, darbelere ve darbe yanlılarına, özellikle hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı çıkılmış olunacaktır. Milyonlarca insana iş ve aş sağlayan iş adamları olarak 1990'lı yılların başından beri yaşadığımız krizlerin ve istikrarsızlıkların adresi olarak askeri ve bürokratik yargının ekonomi üzerindeki maliyetlerini ön plana çıkarıyorduk. Bu reform paketi de bizim ısrarlı taleplerimizin bir sonucu iken hala 'bu paketin bize ne getireceği' soruları Türkiye toplumu ile dalga geçmek ve ciddiyetsizlik anlamına gelmektedir. Bizler de MÜSİAD camiası olarak, yaşanan bu sıkıntıların giderilmesi adına ve halkımızın hak ettiği daha modern ve daha yaşanır bir sistemin ihtiyacı olan; çoğulcu demokrasiye, yenilikçiliğe, toplumda birlik ve beraberliğe, temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesine, liyakatin uygulanmasına, adil rekabete, şeffaflık ve istikrara, yargı bağımsızlığına, hukukun üstünlüğüne, kanun önünde eşitliğe ve adalete ulaşabilmek adına anayasa değişikliğine 'Evet' diyeceğiz.''