BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara Piyasa2017’de parayı nerede değerlendirmeli?----

2017’de parayı nerede değerlendirmeli?

2017’de parayı nerede değerlendirmeli?
03 Ocak 2017 - 08:35 www.finansgundem.com

Finans profesyonellerine göre 2017, yatırım kararlarında daha agresif hareketlerin yaşanacağı bir yıl olacak.

2016 aralık ayında FED'in 25 baz puanlık faiz artışım gerçekleştirmesi ve 2017'de üç faiz artışında daha bulunacağını ima etmesi, beraberinde paranın rotasını da çizmiş oldu. Dahası, öngörülenin de üzerinde Faiz artışı gerçekleştirilebileceğini bekleyen ekonomistler de var. Bu da yatırımda doların ağırlığının yükseleceği anlamına geliyor. Beklenti bu yönde olmakla birlikte 2016'ya girerken de dört faiz artışı öngören FED'in yıl içinde sadece tek faiz artışı gerçekleştirdiğini unutmamak gerekiyor. Bu anlamıyla geçen sene olduğu gibi öngörülenden farklı bir pratiğin yaşanması pekala mümkün.

Öte yandan yurt içerisinde yeni anayasa referandumu, başkanlık sistemine ilişkin gelişmeler, jeopolitik riskler, sınırdaki hareketlilik önemli gündem maddelerinin başında geliyor. Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz "yatırım yapılabilir ülke notu"nun yeniden kazanılmasına ilişkin çalışmalar ise dikkat çeken ana başlıklardan bir diğeri. Küresel para piyasalarında gerçekleşen dalgalanmalar ve gelişmelerle birlikte değerlendirildiğinde; bin dolara yakın seviyelerde altın, 3 TL ve altındaki seviyelerde dolar, 70 bin seviyelerinde hisse senedi, yatırım için makul seviyeler olarak öne çıkıyor. Satış durumundaysa dolar kurunda 3,70 TL'nin üstü, BIST 100 Endeksi'nde 95 binin üzeri, altında da onsta bin 500 üzeri seviyeler takip edilebilir. İşte, uzmanların yatırım tavsiyeleri...

“MEVDUAT ÖNE ÇIKACAK"

Kemal Şahin/Vakıf Yatırım Menkul Değerler Genel Müdürü

2017 yılında özellikle yastık altı tasarrufların ekonomiye kazandırılmasını hedefleyen kampanyalara tanık olacağız. Irak ve Suriye'de çatışmaların giderek azalması, yeniden yapılanma ve rehabilitasyonun daha fazla gündeme gelmesi, jeopolitik risklerin azalması ve ekonomik fırsatların oluşması beklenebilir. Dış finansman ihtiyacı olan Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için en büyük risk, FED tarafından yapılacak faiz artırımlarının hızlı gerçekleşmesi. Faiz artışlarının hızına bağlı olarak emtia fiyatları üzerinde bir baskı olabilir ancak, bu tarafta risklerin çoğunlukla fiyatlandığım düşünüyoruz. Diğer taraftan petrol fiyatları tarafında OPEC anlaşmasına bağlı olarak daha yüksek fiyatların ortaya çıkması sürpriz olmayacaktır. Her yatırımcı için risk ve getiri algısı farklı olduğundan bir miktar ihtiyatlı olmak adına portföylerde mevduatın önemli bir yer tutabileceğini düşünüyoruz. Mevduat kadar ağırlıklı olmasa da altına da yer verilebileceğini, az bir miktarda da olsa düzenli temettü ödeyen şirket hisselerinin portföye katılabileceğini düşünüyoruz. Yatırım fonlarında endeksteki artış beklentimize uygun olarak yüzde 35 hisse, yüzde 35 altın ve yüzde 30 likit varlıklardan oluşan bir portföy öneriyoruz.

'ÖNCELİK HİSSE SENEDİNDE"

Dr. Berra Doğaner/Turkish Yatırım Menkul Değerler Genel Müdürü/Yönetim Kurulu Üyesi

2017'nin risklerin çok, fırsatların sınırlı olacağı bir yıl olmasını bekliyoruz. Doların değerlenmesi risk olurken, petrol fiyatlarının artması özellikle Ortadoğu ülkeleri ve Rusya'nın büyümesi üzerinde olumlu etki yapacak. Çin ekonomisinde yüzde 6'nm altına gerileyen bir büyüme senaryosunda, küresel resesyon endişeleri belirginleşerek piyasalarda dalgalanmaları artırabilir. BİST 100'ün bir yıl ileriye dönük fiyat/kazanç iskontosu yüzde 34-38 bandında değişmektedir ki; tarihi ortalamalarımız yüzde 17-21 bant aralığı. Hükümetin büyüme yönündeki adımlarının reelde gerçekleşmesi bu iskonto

oranının azalmasına fırsat verecektir. Yılın kalanında güçlü bir piyasa beklentimizden dolayı önceliği hisse senedine veriyoruz. Kur ve faize duyarlılığı düşük şirketin tahvillerine yönelim olmasını beklemekteyiz. Düzeltme hareketinin başlamasıyla birlikte faizlerin normal seviyelere gerilemesi bu alana ilginin artmasına neden olacaktır. Emtialarda ise Trump'ın başkan seçilmesinden sonra vaat ettiği yatırımları yapmak için gereken bakır talebi, bu emtianın fiyatındaki yükselişin devam etmesine imkan tanıyacaktır.

“LİKİT ENSTRÜMANLARDA KALINMALI”

Tolga Koyuncu/HSBC Yatırım Genel Müdürü

Makro ekonomik gelişmelere bağlı olarak faizlerde ve farklı varlık sınıflarında oluşacak fiyatlamalar, risk-getiri dengesini oluşturacaktır. Bu gelişmeler esnasında, karamsar havanın oluştuğu veriler sonrasında fiyatlamalar cazip yerlere gelip yüksek getiri fırsatları sunacaktır. Global anlamda güçlü dolar ve faizlerde yükseliş beklenen ortamda, likit enstrümanlarda kalınmasında fayda olacağını düşünüyorum. Diğer taraftan, BİST'in dolar bazında on yılların en düşük seviyelerinde seyretmesi, uzun vadeli düşünen yatırımcılar için fırsat olarak değerlendirilebilir. Eurobondlar Türk Lirası riski taşımadıkları için 2017'de tercih edilebilir bir enstrüman olarak öne çıkıyor. Ancak 10 yıllık ABD tahvil faizlerindeki olası yükselişler üzerine spread etkisi de eklenerek bizim eurobondlarımızı da aynı yönde etkileyebilir. Yatırım fonları ve BES yatırımcılarının TL'nin kuvvetli devam edeceği öngörülen dönemlerde kamu tahvilleri ağırlıklı, TL'nin zayıf olduğu dönemlerde ise eurobond ağırlıklı fonlarda yatırım yapılabilir. BİST'in ucuz olduğu dönemlerde hisse senedi fonları da belli oranlarda alınabilir.

"RİSKİ DÜŞÜK GETİRİŞİ SABİT VARLIKLARA YATIRIM”

Mithat Korkut/Anadolu Yatırım Menkul Değerler Genel Müdürü

BİST'in gelişmekte olan ülkelere ve tarihsel ortalamalarına göre oldukça ucuzlaması 2017 yılında fırsat olarak görülebilir. 2017 yılında global piyasalarda büyüme kaygılarına karşılık hükümetlerin ve merkez bankalarının alacağı/alması gereken yeni aksiyonlar konuşulmaya devam edilecek, içeride ise ekonomi tarafında devam eden yapısal sorunlar ile alınan önlemleri, yeni anayasa değişikliği ile birlikte referandum sürecini, OHAL ile Suriye'deki gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz. 2017 yılında faizin yatırım araçları içerisinde ön sıralarda olacağını düşünüyoruz. Borsa, dolar bazında 2009 yılı fiyatlarına gelindiğini düşündüğümüzde, yine uygun bir yatırım aracı olarak dikkate alınabilir. Yatırımcılara, portföylerde riskli varlıklara olan payların düşük tutulmasını, buna karşılık getirişi belli olan varlıklara ağırlık vermelerini öneriyoruz. Emtialarda ise OECD'nin üretim kısma politikalarının devamı halinde petrolün ön planda olmasını bekliyoruz. Yatırım fonlarında riski düşük, getirişi sabit fonlara yatırım yapılmasını öneririz. Likiditesi yüksek, finansal borcu düşük, mali yapısı iyi durumda olan hisselerden (Endeks 30) oluşan yatırım fonlarını da tercih edilebileceklerini düşünüyoruz.

2017 YILI BEKLENTİLERİMİZ

*FED faiz artışı ve buna bağlı olarak dolar kuru 2017 yılında yatırımcıların ilgi alanında olmaya devam edecek. 2016 yılında yaşanan sert çıkışın düzeltmesi gerçekleşecek. Dolar/TL kurunun 3,00- 3,70 aralığında dalgalanması beklenebilir. Ancak Merkez Bankası'nın faiz konusunda adım atmaması veya ülke içerisindeki siyasi risklerin artması kurun 4,10 seviyesinin de üzerine çıkmasına neden olabilecek.

* Dolar, euroya göre güçlü seyrini sürdürecek. Parite 1,00 seviyelerinde dip yapacak. Bu seviyenin altına gerçekleşebilecek kaymalar ise kalıcı olmayacak.

*2017'de jeopolitik ve politik risklerin etkileri hissedilmeye devam edecek.

*2017'de endekste dalgalanmalar yüksek olacak. BIST 100 Endeksi yeni zirve denemeleri yaparken en düşük seviyeler 70 binlerde kalacak. Yükseliş denemelerinde 95 binli seviyelerde satışlar artacak. Borsada çıkışın öncüleri banka hisseleri olurken büyüme odaklı yüksek temettülü şirketler ilgi görecek. Beklenmeyen gelişmelerde 70 binin altı test edilse de hareketler kalıcı olmayacak.

* Altının onsu 2010 yılından bu yana hiç bin doların altına kaymadı. 2017'de de bin doların üzerinde tutunması beklenebilir. Bu seviyeden hareketle yılın zirvesinin 1.550-1.600 aralığında oluşması beklenmeli. Altın geleneksel olarak yatırımcıların ilgi odağında kalmaya devam edecek.

*Piyasalardaki dalgalanmalar biriktirmek yerine "al-sat'ların öne çıkmaya devam etmesine neden olacak,

*FED'in faiz artışına paralel yurt içerisinde hareketli seyir gözlenecek. Mevduat faizleri yatırımda öne çıkacak. Gösterge faizde 10,30 dip seviyeleri oluştururken en yüksek 12'li seviyeler hedef olacak.

* FED'in faiz politikası gelişmekte olan ülkelerde satış baskısı yaratmaya devam edecek.

*ABD'nin 45'inci başkanı seçilen ve 20 Ocak'ta göreve başlayacak olan Donald Trump'ın alacağı kararlar, 2017'de küresel piyasaları etkileyecek.

*Global ölçekte etki gücüne sahip merkez bankalarının para politikaları küresel çapta gündemi belirleyecek.

*Çin'de büyümenin yavaşlamaya devam etmesi küresel resesyon endişelerini artırabilir.

* Anayasa değişikliği ve başkanlık tartışmaları yıl boyunca konuşulacak,

*Bireysel emeklilikte yeni dönem, sistemin büyümesine imkan sağlarken tasarrufları artıracak.

* Yatırım fonlarında; kamu dış borçlanma araçları fonları ve hisse senedi fonları ile altın fonları getirileriyle öne çıkarken sabit getirili fonlara da ilgi artacak.

*Fitch'in 2017 yılı yayın takvimine göre, Türkiye için rapor açıklama tarihleri 27 Ocak 2017 ve 21 Temmuz 2017. S&P ise kredi notu ve görünümü gelecek yıl 5 Mayıs ve 3 Kasım'da gözden geçirecek. Not görünümüne ilişkin olumlu gelişmeler yaşanması halinde piyasalarda coşku yaşanabilir.

2016 YILINDAKİ ÖNERİLERİMİZ VE GERÇEKLEŞMELER

*Doların 2016 yılında da en fazla takip edilen tasarruf enstrümanı olacağını belirtmiş ve 2,60-3,40 TL aralığında dalgalanacağı öngörüsünde bulunmuştuk. Kurda 2,70'in altındaki seviyelerin alım fırsatı, 3,30'un üzerindeki seviyelerin satım fırsatı yaratacağını vurgulamıştık, Dolar/TL 2016'da en düşük 2,77'yi, en yüksek 3,59 seviyesini gördü.

*Euro/dolar paritesinde para birimlerinin eşitlenerek 1,00 seviyesine gelmesi ve hatta bunun altına gerileyebileceğini belirtmiştik. Parite yıl içinde en yüksek 1,1615, en düşük 1,036 seviyesini gördü.

*2016'da jeopolitik ve politik risklerin gündemdeki ağırlığını korumaya devam edeceğini söylemiştik. Jeopolitik riskler yıl boyunca etkisini hissettirdi.

*2016'da endekste 58.000-90.000 bandında dalgalanma beklenebileceğini belirtmiştik, BIST 100 Endeksi, 2016 boyunca en düşük 68.230, en yüksek 86.931 seviyesini gördü. Endeksin 15 Aralık İtibariyle yıllık primi yüzde 8,30 seviyesinde gerçekleşti.

*Emtialarda sert düşüşlerin hız keseceğini ancak dolar kuru güçlü kaldığı için satış baskısının süreceğini belirtmiştik. Altının onsunda 980-1.400 aralığında hareket beklenebileceğini dile getirmiştik. Altının onsu yıl boyunca 1.081-1.375 aralığında dalgalandı.

*2016 yılında volatilite yüksek olmaya devam edecek, bu nedenle "al-sat stratejisi kazandıracak" demiştik. Dalgalanmalar "al-sat" yapanlara fırsat yarattı.

*Hükümetin 2016'da yapısal reformlara ağırlık vererek ekonomiyi ve piyasaları canlandırarak iyimserliği artıracağını ifade etmiştik. 15 Temmuz darbe girişimi, OH AL, jeopolitik riskler yüksek oynaklığa neden oldu.

*Faizler yüzde 9-11 aralığındaki marjda dalgalanacak. Mevduat ve kredi faizleri, devlet tahvili faizlerinin üzerinde seyredecek demiştik. Gösterge faiz en düşük 8,38, en yüksek 11,38 seviyesini gördü.

* FED'in faiz politikasının gelişmekte olan ülkeleri sıkıştıracağını, bu durumun şirketlerin yatırımlarını zorlarken çalışan sayısını düşüreceğini öngörmüştük, FED'in faiz artışı Çin ve gelişmekte olan ülkelerde satış baskısına neden oldu,

*Çin'deki yavaşlama tüm dünyanın gündeminde olacak demiştik. Çin ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 6,6 büyüyerek 2009 yılındaki mali krizden bu yana en düşük büyüme değerini gösterdi.

*Rusya'nın etkisi ile Türkiye'nin ambargoya tabi kalmasının dış ticareti olumsuz etkileme olasılığını belirtmiştik. Uçak krizi sonrası ticaret hacmi hızla geriledi, turizm dibe vurdu, enerji projeleri askıya alındı, ilişkiler geriledi.

*Global ölçekte etki gücüne sahip merkez bankalarının para politikalarının izleneceğini belirtmiştik. Merkez bankalarının kararları yıl boyunca etkisini hissettirdi.

*Anayasa değişikliği ile ilgili atılacak adımlar ve sonrası gündeme gelecek olası bir referandumun toplumsal gerilimi gündeme getireceğini söylemiştik. Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi gündemde olmasına rağmen 15 Temmuz darbe girişimi ile arka plana düştü. Yıl sonuna doğru yeniden siyasi gerilimi artırdı.

*Bireysel emeklilik sistemi ilgi görmeye devam edecek, yüzde 25 oranındaki devlet teşviği avantaj yaratmaya devam edecek demiştik. BES ilgi görmeyi sürdürdü.

*Yatırım fonlarında yabancı hisse senedi fonlarının öne çıkacağını söylemiştik. Yabancı hisse fonlarının getirişi, kıymetli madenler fonları ve emtia yabancı fon sepeti fonlarından sonra üçüncü sırada yer aldı. (Zeynep Aktaş/Fortune Türkiye Dergisi)

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)