BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündem1.5 milyar dolarlık Ar-Ge dünyasında Türkiye nerede?----

1.5 milyar dolarlık Ar-Ge dünyasında Türkiye nerede?

1.5 milyar dolarlık Ar-Ge dünyasında Türkiye nerede?
22 Mart 2018 - 11:46 www.finansgundem.com

Büyük ekonomilerle rekabet edebilmenin en önemli şartı Ar-Ge faaliyetlerine dünya nasıl bakıyor? En büyük kaynağı kimler ayırıyor? Türkiye bu ligde kaçıncı sırada? İşte yanıtlar..

EY Türkiye Teşvikler Ekibinden Sorumlu Ortak  Serdar Altay, AR-GE yatırımlarını kaleme aldı. İşte o yazı…

Ar-Ge yatırımları ile firma özelinde beklenen mali yararlar istenildiği seviyede alınmayabilir. Dolayısıyla, özel sektör Ar-Ge firmaları, hükümet müdahalesi veya maddi teşvikler olmaksızın, yatırım yapmak konusunda tereddütler yaşayabilmektedir. Bu nedenle, hükümetler, vergi teşvikleri sunarak özel firmaları Ar-Ge'ye daha fazla yatırım yapmaya teşvik etmektedir. Çeşitli büyüme çalışmaları, büyüme eğilimi yaşayan ülkelerin Ar-Ge harcamalarının GSYİH'ya oranının yüksek olduğu sonucunu ortaya koymaktadır.

Dünyada Ar-Ge Faaliyetleri

Küreselleşme ve teknolojik değişimlerin etkisi ile birlikte, büyük ekonomilerle rekabet edebilmenin en önemli şartı, Ar-Ge faaliyetleri gerçekleştirerek, yenilikçi ve teknolojik ürünler ortaya koyabilmek olmuştur. Dolayısıyla, günümüzün rekabetçi iş dünyasında Ar-Ge ve yenilik kavramları ekonomi için itici güç olmuş ve büyük önem kazanmıştır.  Ülkeler Ar-Ge harcamaları konusunda rekabet etmektedir. Firmalar, yüksek teknolojili ürünleri optimum maliyet ile ürettiklerinde, ihracat sürdürülebilir hal almaktadır. Birçok ülke, OECD ülkeleri ve Çin, Hindistan, Brezilya ve Rusya gibi diğer büyük ekonomiler dahil olmak üzere kendi politika ve uygulamaları ile yüksek teknolojili üretimi gerçekleştirecek yabancı firmaları kendi ülkesine çekebilmek amacıyla vergi teşvikleri, yer tahsisleri gibi farklı teşvik mekanizmaları uygulamaktadır. IMF’in çalışmalarına göre, vergi teşviklerinin artmasına tepki olarak, şirketler Ar-Ge harcamalarını yaklaşık %26,4 oranında arttırmaktadır.

Öte yandan, OECD verileri incelendiğinde, Ar-Ge yatırımı yapan 42 ülkenin Ar-Ge harcamalarına yönelik sonuçlar aşağıdaki gibidir;

2016 yılı itibarıyla söz konusu 42 ülkenin Ar-Ge harcamaları toplam 1 milyar 646 milyon USD olup, ilk 10 ülkenin Ar-Ge harcaması 1 milyar 400 milyon USD’dir ve 42 ülke içindeki toplam harcamanın %86’sını oluşturmaktadır.

ABD %28 ve Çin %25 oranları ile toplam 1 milyar 646 milyon USD Ar-Ge harcamasının yüzde 53’ünü gerçekleştirmektedir. 

Türkiye, 42 ülke içerisinde Ar-Ge harcama büyüklüğü dikkate alındığında 18 milyar 300 milyon USD (2016 yılı satınalma gücü paritesi: 1 USD=1,34 TL) ile 14. sırada yer almaktadır. OECD’nin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Skorları- Türkiye’de Dijital Dönüşüm isimli raporunda, Türkiye'de Ar-Ge faaliyetleri için hükümet bütçesinin 2008'den bu yana yaklaşık %80 artığı belirtilmektedir.

Literatür araştırmalarında Ar-Ge ve Ar-Ge faaliyetlerinin olumlu etkileri

Literatürde, Ar-Ge faaliyetleri, patent, inovasyon, ihracat ve büyüme arasındaki ilişkilerin ve nedenselliğin analizine yönelik pek çok çalışma mevcuttur. Söz konusu çalışmaların büyük bir çoğunluğunda Ar-Ge harcamalarının ekonomik büyüme ile ilişkisi ve ihracata katkıları arasında doğru orantılı bir sonuç elde edilmiş olup, Ar-Ge faaliyetlerinin rekabet avantajı, yabancı sermayeyi çekme, verimlilik artışı ve teknolojik bağımlılığı azaltma gibi pek çok olumlu etkisi olduğu görülmektedir.

Yapılan çalışmalarda, firma düzeyinde inovasyonun toplam faktör verimliliği büyümesi üzerindeki etkisi araştırılmış ve toplam faktör verimliliğindeki artışın %50’sinin inovasyon ile açıklanabildiği sonucuna ulaşılmıştır. Büyüme modellerinde Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri ekonomik büyümenin en önemli bileşeni olarak görülmektedir. Teknolojik inovasyon, gerek firma ve endüstri düzeyinde, gerekse ulusal düzeyde ekonomik performans üzerinde önemli ve pozitif etkiler doğurmaktadır.

Öte yandan, 21 OECD ülkesinde yapılan çalışmalar sonucunda, Ar-Ge harcamalarındaki %1’lik artışın ekonomik büyüme üzerinde %0,76’lık bir artış meydana getirdiği, Türkiye’de ise %0,63’lük bir artışa yol açtığı sonucuna ulaşılmıştır. Ar-Ge harcamalarındaki %1’lik artışın yüksek teknolojili ürün ihracatını %6,5, bilgi-iletişim teknolojileri ihracatını %0,6 ve ekonomik büyümeyi %0,43 oranında arttırdığı tespit edilmiştir. (Sungur Onur, Aydın Halil İbrahim, Eren Mehmet Vahit; Asimetrik Nedensellik Analizi; Y. 2016, C.21, S.1)

Ülkemizde Ar-Ge faaliyetleri ve güncel istatistiki bilgiler

Devletin Ar-Ge faaliyetlerini destekleyen harcamalarının ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkileyebileceği kabul edilmektedir. Bu kapsamda, Ar-Ge teşviklerinin, firmaları Ar-Ge faaliyetlerine daha fazla kaynak ayırması konusunda cesaretlendireceği ve bunun sonucunda ekonomik büyümenin artacağı görüşü hakim olmaktadır. Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payı arttıkça ülkelerin Ar-Ge faaliyetlerini artırma olasılıkları da artmaktadır. Günümüzde pek çok gelişmiş ülkede Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payı arttırılmaya çalışılmakta, yapılan hukuki ve idari düzenlemeler ile Ar-Ge faaliyetleri desteklenmektedir.

17 Kasım 2017 tarihinde, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan “2016 yılı Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması” raporu kapsamında, gayrisafi yurtiçi Ar-Ge harcamasının, 2016 yılında bir önceki yıla göre 4 milyar 26 milyon TL artarak, %19,5 artışla 24 milyar 641 milyon TL’ye yükseldiği belirtilmiştir. Bu çerçevede, gayrisafi yurtiçi Ar-Ge harcamasının GSYH içindeki oranı 2015 yılında %0,88 iken, 2016 yılında %0,94’e yükselmiştir.

2023 vizyonu doğrultusunda, dünyada üretilen bilginin ve ileri teknolojilerin önemli merkezlerinden birisi olmak hedeflenmektedir. Bu çerçevede, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın da Ar-Ge ve tasarım merkezi sayısının daha da artırılmasına yönelik motivasyonu mevcut olup, nitelikli Ar-Ge faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için YASED, TÜSİAD gibi organizasyonlarla da, mevcut Ar-Ge teşviklerinin geliştirilmesi ve fiili durumda Ar-Ge / tasarım merkezlerinin karşılaştığı zorlukların çözümüne yönelik işbirlikleri ve fikir alış verişleri yapılmakta, gerek teşvik sisteminde yapılabilecek iyileştirmeler gerekse Ar-Ge faaliyetlerinin niteliklerinin artırılmasına yönelik çözüm arayışları yürütülmektedir. Bu kapsamda, farklı ülkelerde uygulanan teşvik mekanizmalarının değerlendirilmesi de ilgili Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca değerlendirilmekte olup, Türkiye’deki Ar-Ge ekosistemini rakip ülkelerden daha iyi seviyeye getirmek amaçlanmaktadır.   

Ar-Ge faaliyetlerinin kapsamı ile Ar-Ge faaliyetlerine sağlanan destek ve teşvikler 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ve Yönetmelik’te tanımlanmıştır. Söz konusu Kanun ve Yönetmelik kapsamında Ar-Ge; kültür, insan ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bunun yeni süreç, sistem ve uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmaları, çevre uyumlu ürün tasarımı veya yazılım faaliyetleri ile alanında bilimsel ve teknolojik gelişme sağlayan, bilimsel ve teknolojik bir belirsizliğe odaklanan, çıktıları özgün, deneysel, bilimsel ve teknik içerik taşıyan faaliyetleri ifade etmektedir.

Pek çok sektörden firmalar, Ar-Ge faaliyetinin sınırlarının ne olduğunu sorgulamaktadır. Gerek ulusal mevzuatı gerekse OECD tarafından yayınlanan uluslararası kılavuzları (Oslo ve Frascati) yorumladığımızda, Ar-Ge faaliyetinin literatür araştırması ile başladığı ve denemelerin son bulup, üretim ve pazarlama aşamasına geçildiğinde sonlandığı söylenebilir.

Hükümetler, Ar-Ge faaliyetlerinin etkilerinin farkında olarak Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerini destekleyen teşvik mekanizmalarını ve yasal değişiklikleri mevzuatlarına eklemiştir. Ülkemizde ise, Ar-Ge ve tasarım faaliyeti yürüten şirketlerin, Ar-Ge mevzuatı ve proje bazlı nakit destek programları kapsamında sağlanan farklı teşvik ve desteklerden faydalanma imkanı bulunmaktadır. 2001 yılında yürürlüğe giren ve teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyette bulunan şirketlere Ar-Ge ve yazılım geliştirme faaliyetlerine yönelik teşvikler sağlayan 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununa ek olarak, 1 Nisan 2008 tarihi itibarı ile yürürlüğe giren 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun (10 Ağustos 2016 tarihi itibarıyla söz konusu Kanuna yönelik mevzuat güncellenmiştir) ile Ar-Ge indiriminin yanı sıra, gelir vergisi stopajı teşviki, sigorta primi işveren hissesi desteği, damga vergisi ve gümrük vergisi istisnasına yönelik teşvik ve destekler düzenlenmiştir.

5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunda yapılan son değişikliklerle birlikte, Ar-Ge ve tasarım merkezi sayısındaki artış katlanarak devam etmektedir. 2008 yılında 20 firma Ar-Ge merkezi belgesine sahipken, 2016’da bu sayı 360’a yükselmiş 2017 yılı sonunda ise 786’ya ulaşmıştır.  Bugün ise 2018 Şubat ayı sonu itibarıyla faaliyette olan Ar-Ge merkezi sayısı 795’e, tasarım merkezi sayısı ise 156’ya ulaşmıştır ve söz konusu artışın önümüzdeki yıllarda da hızla artarak devam edeceği öngörülmektedir. 

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Fatih 05 Kasım 2019 00:57

    Verilen rakamlar bir garip, sadece ABD ''nin arge ye harcadığı para başka bir sitede 456 milyar dolar, zaten 2018 rakamına Huawei' nin tek bşsına arge harcaması bile 15 milyar dolar,,, dünya için yukarıda verilen rakamlar 1 milyar değil de 1 trilyon 450 milyar dolar olmaşı sanki