BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemAK Parti'den Başçı'ya istifa çağrısı----

AK Parti'den Başçı'ya istifa çağrısı

AK Parti'den Başçı'ya istifa çağrısı
23 Ocak 2015 - 07:06 www.finansgundem.com

AK Parti Yerel Yönetimler Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Oktay Saral, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’yı istifaya çağırdı

AK Parti Yerel Yönetimler Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Oktay Saral, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’yı istifaya davet etti. Saral, tarihin temkinli hareket namına taarruzdan kaçınan kumandanların hezimet hikayeleri ile dolu olduğunu hatırlatarak, “Sayın başkan komuta edemiyorsan istifa et. Bilinmelidir ki fırsatlar stok edilemez. Fırsatı imkâna, imkânı politikaya dönüştüremiyorsan istifa et. İstifa et ki bu milletin imkân ve kaynaklarını faiz lobilerinin daha fazla yağmalamasına müsaade etme. Vicdanın varsa istifa et” ifadesini kullandı.

Saral, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun 20 Ocak tarihli faizlerin 50 baz puan indirilmesi kararının beklentiyi ‘boşuna bekledik’ fiyaskosuna dönüştürdüğünü belirterek, şunları dedi:

“Milli irade aleyhine mütemadiyen darbe girişiminde bulunan paralel yapıyla el ele veren faiz lobisini sevindiren bu karar; ekonomimizi rantiye sahası haline getiren spekülatörlerden başka hiç kimseyi mutlu etmemiştir. Halbuki milli bir kurum olan Merkez Bankası 20 Ocak’ta Faiz lobisine tokat gibi cevap vermeliydi.”

Merkez Bankası’nın 20 Ocak tarihli kararıyla sehven de olsa faiz lobisinin hamisi hüviyetine büründüğünü iddia eden Saral, “Faiz oranlarının yüksekliği, finansman maliyetinin de yüksekliği ise bu durum düşük yatırım ve düşük istihdam demektir. Halbuki üretim ve istidamın seviyesi, ekonomide hasıl olan gelirin ve zenginliğin ölçüsüdür. Karl Marx ve John M. Keynes gibi iktisatçıların bile itiraf ettiği gibi bir ekonomide en iyi faiz elbette ‘0’ faizdir. Faiz oranı ne kadar azalırsa, müteşebbisin sırtındaki finansman yükü de o kadar azalarak üretim ve istihdam seviyesi yükselir ve ekonomide üretilen gelir artarak toplumsal refahı arttırır. Faiz indirimine muhalif olanlar, faiz indiriminin döviz kurlarını olumsuz etkileyeceği, bunun da cari açığı menfi yönde etkileyerek maliyet enflasyonuna neden olacağı veya ucuz finansmanın tüketimi tetikleyerek fiyat istikrarını bozacağı yönünde endişelerini dile getirmektedirler. Anılan bu endişelerin tek kelime ile yersiz olduğu söylenebilir. Türkiye’nin en büyük ticari partneri olan Avrupa’da bile genişlemeci bir para politikası (yani düşük faiz) güdülmekte iken, hatta Aralık ortalarından beri Avrupa ve neredeyse tüm gelişmekte olan ülkelerde 30-80 baz puan faiz indirimine şahit olunmakta iken, dahası petrol fiyatlarının son 5-10 yılın en aşağı seviyelerine geldiği, enerji maliyetlerinin azaldığı ve cari açığımızı finanse etmenin geçmiş yıllara göre nispeten kolay olduğu şu günde ekonominin büyümesi ve ülkemizin kalkınması için önümüze bir fırsat çıkmıştır. Uluslararası finans odaklarının faiz gerekçesi ile milletlerin zenginliklerine yaptıkları muhteris saldırılara dur denilmelidir” dedi.

“Tarih, temkinli hareket namına taarruzdan içtinap eden kumandanların hezimet hikayeleri ile doludur" diyen Saral şöyle devam etti:

"Ülke ekonomisinde üretim ve istihdamın artması, artan istihdamın gelir oluşturması ve refah seviyesini yükseltmek istiyorsak faizleri indirmeye, hatta yok etmeye mecburuz. Halbuki Merkez Bankamız, 20 Ocak tarihli kararı ile politika faiz oranını 50 baz puan (yüzde 50) indirmekle aslında gerçek anlamda bir faiz indirimi yapmamıştır. Söz konusu indirim oranının düşüklüğü ortadadır, bu indirimin piyasa aksülameli oldukça kısıtlı kalmıştır. Zira, Merkez Bankamız faiz oranlarını belli bir bant aralığında yönetmektedir. Politika faiz oranı denilen gösterge, bu bant içerisinde bir referans olsa da ekonomik hayatta cari olan oranlar, politika faiz oranından farklı olarak bu bant aralığında çeşitli noktalarda yer alır. Örneğin ticari banka kredileri vb. ekonomiye finansman sağlayan araçlar bandın üst aralığında bulunurlar. Böylelikle ekonomiye aksedecek bir faiz indiriminde söz konusu bandın da aşağıya alınması gerekmektedir. 20 Ocak tarihli karar ile bu yapılmamış, hal böyle olunca da piyasalarca faiz indirim kararı yok hükmünde sayılmıştır.”
YORUMLAR (4)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Merkez bankasi24 Ocak 2015 00:38

    2003 den bu yana merkez bankasın da görev yapan , eğitim kariyeri dolu dolu olan birisini istifaya çağırmak ne kadar doğru bi irdelenmesi lazım. Herkes kendi işini yapsın merkez bankasına siyaset bulasirsa tüm ülke mutlaka bundan etkilenir.

  • fikir23 Ocak 2015 18:52

    bakın cbaşkanı yarın fikir değiştirip "aferin, tcmb çok iyi" desin, bu eleştirenler de hemen 180 derece dönüp bu kez erdem başçıya medhiyeler düzmezlerse neyim. amaç göze girmek, seçim yaklaşıyor ondan. ondan sonra durulur yine sular.

  • exper23 Ocak 2015 13:21

    MB bağımsızlığına gölge düşürdünüz, çok biliyorsanız kendiniz yönetin, görevden almak için bahane arıyordunuz zaten.

  • seçim yatırımı23 Ocak 2015 09:39

    seçimlerde tekrar vekil olmak için atmadıkları takla kalmıyor. medyaya konuşmak kolay, git de merkez bankasında sana bir seminer versinler...