Ömür Tan: Ekonomi ile bankacılık etle tırnak gibi

1 / 15

---

KAYHAN ÖZTÜRK – FINANSGUNDEM.COM / ÖZEL HABER

98’den beri Finansbanklı Ömür Tan. Dile kolay 19 yıl olmuş, 10 yıl sahada çalışmış, 2008’de Genel Müdürlüğe adım atmış. 16 ay önce Finansgundem.com’a verdiği röportajda nasıl enerjik, neşeli, moralliyse bugün de aynı. Kristal Kule’deki makamında ağırlıyor bizi. Dünle farkı, giydiği “QNB Finansbank” şapkası... Bir de yeni vizyonları... 

QNB Finansbank Kurumsal ve Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Ömür Tan, sohbete, kendisine bağlı alanla ilgili iddialı bir hedefle başlıyor. “5 yılda pazar payımızı ikiye katlayacağız. Sektörün iki katı büyüyeceğiz.” Bu kadar mı? Hayır! Çıta yükselmiş bir kere. “KOBİ tarafında pazar civarında, diğer segmentler ise pazara yakın büyüyeceğiz. Proje finansmanında daha büyük montanlarda, diğer bankaları katlayarak büyümeyi düşünüyoruz.” 

QNB’nin Türkiye’ye olan inancı 

Yumuşama işaretleri verse de var olan Suriye, Irak krizinde; Türkiye’yi yeni bir sistemle tanıştıracak referandum heyecanında; her gün başta ABD dünyanın her yerinde protesto edilen Başkan Trump politikalarının yaratacağı etki-tepkinin bilinmezliğinde; önemli beklentilere yürümek, cesaret kadar hesaplanmış bir öngörü ister. 

Peki, sizce bu noktada Ömür Tan’ın etrafına yaydığı büyük güvenin kaynağı ne? 

30 ülkede faaliyet gösteren, 200 milyar dolarlık aktif büyüklüğe sahip, küresel marka zirvesine koşarak giden QNB tabi ki. Onun gücü ve itibarı. “Tüzel bankacılık tarafındaki bilgileri, ‘know how’ları ve kredi reytingleriyle QNB bizim için her anlamda çok büyük bir avantaj. Buradaki büyüme hevesleri ve Türkiye’ye inanmaları da çok çok önemli” cümleleri de bunun kanıtı. 

Dolar girdabında çırpınan şirketler 

Tek ‘bilinmezlik’ ise Merkez Bankası’nın faize yönelik tavrı. Tan, Merkez’in bir tasarrufta bulunması halinde, bunu daha belirli bir düzeyde ortaya koymasını istiyor. Gerekçesini paylaşıyor. “Önümüzdeki dönemde yokuş yukarı mı çıkacağız, yokuş aşağı mı ineceğiz, onu görüyor olmamız lazım” diyor. 

“Kurdaki muazzam artış” ki bu tecrübeli bankacının ifadesi, bilindiği gibi dolar, euro kredisi kullanmış şirketler döviz girdabında çırpınıyor. Yükümlülük artmış, borç katlanmış. Söz konusu rakamlar küçük değil, milyarlar. Ömür Tan, “250-300 milyar dolar civarındaki şirketlerin döviz yükümlülüğünün yaklaşık 100 milyarlık kısmı Türk bankacılık sektöründe” diye konuşuyor. 

Doğru para birimiyle doğru kredi 

Kredi demişken insan , “Hata nerede?” diye merak ediyor? Tan yanlışı değil, olması gerekeni dile getiriyor. “Doğru firmaları, doğru para birimlerinde, doğru nakit akışlarında ödenebilecek kredilere yönlendirmeli...” Formülü veriyor. 

Günlerdir piyasaların gündeminden, vatandaşın dilinden düşmeyen, “Dolara yatıran kazandı” abartı mı, algı mı? Konuyu masaya yatırıyoruz. Ömür Tan TL’yi savunuyor. Bilmeyenlere ders tadında, unutanlara da hatırlatma. 

En çok parayı TL’ye yatırım kazandırdı 

“Yıllar itibarıyla bu ülkede en çok parayı Türk Lirası’na yatırım kazandırdı. Kısa vadeli anlık hareketler yerine, daha uzun vadeli, sürdürülebilir kârlılığa bakmak gerekir. Ticareti TL ile yapıyorsunuz, her şeyi TL ile yapıyorsunuz, dolayısıyla TL’ye inanmalısınız.” 

Bu paragraf aynı zamanda ‘kur trajedisi’ne de ayna tutuyor. Usta bankacıdan ‘ne yaptığını bilmeyen’ şirketlere kritik bir uyarı geliyor. “Firmalar kur risklerine maruz kalmamalı. Kur risklerini hedge etmeleri lazım, O zaman hem hacimlerini artırarak hem de kârlılıklarını sabit hale getirerek devam ederler.” Sonuna kadar haklı! 

Zor günlerin sinyali mi? 

Finansın önemli bir ismiyle sohbete oturunca FED’den kaçmak zor. Amerika faizlerinin yüzde 0.25’lik artışlarla 2019 itibariyle yüzde 3’ler seviyesine çıkmasını beklediklerini ifade ediyor Ömür Tan. Trump yorumunu da saklamıyor. “Açıkladığı programlardan bugün gördüğümüz yatırımlar enflasyonist bir ortam yaratacak gibi görünüyor.” Peki, Türkiye bu noktada nerede duruyor? “Bizim gibi gelişmekte olan ülkelere olan para akışının artık o kadar kolay olmayacağı ve eğer olacaksa da bunun maliyetlerinin yukarı gideceği aşikar.” Yoksa Tan, bizi bekleyen zor günlerin sinyalini mi veriyor? 

İçe dönüş burada bitmiyor, Amerika'da faiz artırımı trendi başladığında birçok merkez bankasının bunun dışında kalmasının çok da kolay olmayacağına işaret eden Tan, “Dolayısıyla TCMB'den de faiz artırım işareti gelebilir, hele ki kurdaki bu hareketlilikten sonra piyasayı biraz daha sakinleştirecek bir hareket olabilir” diye konuşuyor. Tansiyonu düşürüyor. 

Biz etle tırnak gibiyiz! 

Sohbetin sonuna geliyoruz. Ömür Tan finali yapıyor. “Biz ayrılamayız”. Aslında iki kelimede büyük bir gerçek yatıyor. “Bankacılık sektörü ülkenin 4-5 kat üzerinde büyümeli ki ekonomiye katkı sağlasın. Ekonomi büyümeli ki bankacılık sektörü de büyüsün...” 

Ekonomi ve bankacılık, işte ‘etle tırnak gibi’ ikili.. 

QNB Finansbank Kurumsal ve Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Ömür Tan sorularımızı yanıtlıyor...