BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisOffshore zararını vergi veren ödememeli!----

Offshore zararını vergi veren ödememeli!

Offshore zararını vergi veren ödememeli!
17 Kasım 2014 - 13:26 www.finansgundem.com

TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül, katıldığı canlı yayında offshore zararlarına ilişkin açıklamalarda bulundu

TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül, son günlerde yüksek mahkeme kararı nedeniyle tekrar gündeme gelen offshore hesaplarıyla ilgili görüşünü açıkladı.

Gül'e göre tüm offshorezedelerin parası geri ödenmemeli. TMSF Başkanı vergi ödememek için bu hesaplara bilinçli olarak parasını yatıranların mevduatlarının devlet garantisine alınmaması gerektiğini söyledi.

- Eskiden TMSF dendiğinde bir aşinalık vardı ama bu dönem öyle değil. Bunu iyiye mi kötüye mi yormak lazım. Fazla ekranlara çıkmıyorsunuz, son zamanlarda bu offshore’la ilgili haberler var, biz de onu merak ediyoruz ama bu durumla ilgili tespitiniz ne?

Şakir Ercan Gül:
TMSF’nin ilk zamanlarda gündemde olmasının nedeni, o dönemde ben de ikinci başkandım, Uzan grubunun asetlerinin ilk defa Türkiye gündeminde, böylesine banka çözümleme faaliyetinin bütün varlıkları da içine alacak şekilde genişletilmesinden kaynaklanan bir marakla TMSF Türkiye gündemine girdi.

Süreç içerisinde TMSF çözümleme işinin önemli bir bölümünü bitirdiği için eskiye nazaran daha az güdemde olmalı. Normalleşme de bu demek. 2001 krizinin yarattığı ortamdan sonraki normal ekonomik düzendeki yerini almasından kaynaklanıyor. Bu sağlıklı ve normal bir şey.

İkincisi, kurumumuzu çok fazla gündemde tutarak günlük spekülasyonların içerisinde de tutmamamız gekeriyor, biz o bilinçteyiz. Ancak kamuoyunun bilgilenmemsi gereken şeyler olduğunda basın bildirisi ve az sayıda televizyon programıya kamuyounu bilgilendiriyoruz.

- Geçmişin bilançosu ne? Ne kadar ödeme yapıldı, ne kadar tahsil edildi?

Şakir Ercan Gül:
Özellikle 20 küsur bankanın devlete yarattığı ana para maliyeti 31 milyar dolar. Bunun yaklaşık faizleriyle birlikte ulaştığı tutar 75 milyar dolar, basit faizleriyle birlikte maliyet bu. Bileşik faizle daha fazla. Türkiye ekonomisi bu maliyetlerin ardından 2001’den sonra yapı, kabuk, felsefe değiştirdi.

Nitekim bu değişiklerden semeresini günümüzde yaşıyoruz. 2008 sonrası golobal krizden Türkiye az etkilenmişse, ekonominin yeniden dizaynı uğraşları nedeniyle elde eilen bir şey bu. Türkiye eski Türkiye olsaydı golobal krizden sert şekilde etkilenir ve maliyet yüksek noktalara çıkabilirdi.

Bu maliyetin bu kadar yüksek noktalara çıkmasının nedeni, o dönemde mevduata verilen yüzde 100 güvence. Özellikle sistemik risk algısıyla hareket edilerek, o dönemde mevduata yüzde 100 güvence verildi. Hatta hatta bu da yetmedi bankaların bütün pasiflerine güvence verildi.

Biz şimdi mevduat sigortalığı yapıyoruz ve limitimiz 100 bin lira. Şu an sıkıntı içinde olan banka yok bildiğim ama sıkıntı olursa 100 bin lira ile sınırlı. Onun üzerinde alacak talepleri, o masanın tasviyesi sonucunda ya da tahsilatlar değerlendirilebilecek bir şey. Biz şu an itibarıyla Türkiye’de mevduatı, katılım ve konvansiyonel bankalardaki kişi başı 100 bin lira ile sınırlandırdık. Kişi başı ve Banka başıdır. Aile bireyleri üzerinden artırılabilir. 5 kişilik bir aile, 500 bin liralık mevduatı sigorlatalandırabiliyor. 10 banka ise, 1 kişi 1 milyon lira...

- Çıkan haberler... Hala bu bedel ödenmeye devam ediyor mu? Son dönemde TMSF’nin gündeme geldiği haberlere bakıldığında, geçmişten gelen offshore hesaplarına faiziyle ödenen paradan bahsediliyor. Bu 75 milyar doları hepimiz ödedik, hala bu maliyet devam ediyor mu?

Maalesef bu offshore meselesiyle ilgili yeniden devam etmeye başladı. 2012’de Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin almış olduğu bir kararı emsal gösterenler, ING Bank ve bağlantılı olarak TMSF üzerinden yeni maliyetler ödenmeye başlandı. Bunu biz anlayamadık. Böyle bir maliyetin hukuki gerekçesini anlayamadım. Her mahkeme kararında hukuki bir gerkçe vardır ama, hukuk devleti açısından bakıldığında bu kadar süre sonra ve büyük ölçüde, hukuk mantığından yoksun bir kararın, Türk halkına böyle bir bedel ödetmesini anlayamdık.

Mahkeme kararı olduğu için biz bu paraları bir şekilde ödüyoruz. Ama iki yoldan hukuk mücadelemizi devam ettiriyoruz. Hakimlerin çoğunluğu yanlışta birleşmez önermesinden yola çıkarak, bunun bir şekilde geri püskürtülmesi gerektiğini savunuyoruz. Mahkeme kararının doğruluğunu kabul etmemiz, hukuk devleti ilkeleri açısından hiçbir şekilde mümkün değil.

Bunu bir şekilde hukuk genel kurulununa götürerek hakimlerin çoğunluğunun vicdanına ve hukuk basiretlerine havale etmek istiyoruz. Böylelikle ülkemizi bu maliyetten kurtarmalarını bekliyoruz.

İkincisi ise hisse devir sözleşmesi geçmişte bu bankalar... 3 tane bankadan kaynaklanıyor. Egebank’la bağlantılı, Sümerbank’la bağlantılı ve Yurtbank’la bağlantılı bankalar. Normalde bizim offshore bankalarıyla bir ilgimiz yok, olamaz. Güvenceleri yok.

Offshore bankaları yurtdışı bankalar sayıldığı için, her ne kadar bu bankalar bize intikal eden bankaların hakim ortakları tarafından yönetiliyor ise de, bizim sistemiz dışında olan bankalar. Biz bu bankalardaki mevduatı ancak ve ancak hangi durumlarda öderiz, ödememiz meşru olur. Mudinin haberi olmadan bankadaki parası offshore’a gönderilmesi durumunda parayı ödüyoruz. Burada bir hukuki itilaf yok, biz bu paraları ödüyoruz.

Bizim itiraz ettiğimiz, mudinin bu paraları ödeme, bankaya yatırma iradesini çok net olması durumu. Hiçbir şekilde bu paraların offshore’a gönderilmeisnden dolayı bir dolandırıcılıktan bahsdilemez. Niye? Bilerek, isteyerek, daha yüksek faiz elde etmek için bu paralar offshore’a gönderilmiştir. Vergiden kaçınmak için gönderilmiştir. Dolayısıyla, bunun her devre yüksek faizlerinden bu mudiler istifade etmişlerdir. Dolayısıyla bunların ödenmesini hukuki yoldan doğru bulmak, hiç doğru değil. Burada açık ve netiz. Kamuoyunun da bu konuda ilgi ve desteğini bekliyoruz. Hukukçulardan, baskı gruplarından destek bekliyoruz. Çünkü bu paraların pozitif hukuk açısından da doğal hukuk açısından da ödenmesi doğru değil.

- 2013 nisan ayıydı, Güney Kıbrıs bankaları battı ve orada Rusların hesapları vardı. Yüksek faiz ve vergi ödememek için. Güney Kıbrıs sistem devam etsin diye Almanya’dan para istedi ama Merkel ‘ben vermem, vatandaşımızın ödediği vergilerle bu parayı ödeyemeyiz’ dedi. Siyasi iktidarın arkasında durması gerekiyor mu? Ne kadar bir miktardan bahsediyoruz?

Şu ana kadar aşağı yukarı 125 milyon ödedik, yakında ödeyeceklerimizle birlikte bu 150 milyona çıkıyor. Ama derdest davaların ana parası aşağı yukarı 100 milyon dolar.

Bunun faizlariyle birlikte 500 milyon gibi bir tutara ulaşmasını bekliyoruz ama bununla ilgili hukuki mücadelemiz devam ediyor. Biz bu iş bitmiştir noktasında değiliz çünkü bunun yanlış bir olay olduğunu düşünüyoruz.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin kararının yanlış olduğunu ısrarla söylüyoruz. Bu görüşümüzün bir şekilde karşılık bulacağını düşünüyoruz. Bizim görüşümüz hem aklın hem vicdanın ve hem hukukun gereği diye düşünüyoruz. Hukuk Genel Kurulu’ndan bunun döneceğini düşünüyoruz.
YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • eno19 Kasım 2014 17:46

    Bankadaki işlemlerde hesap sahipleri isteklerine göre bir şey yapamazlar. Ancak şube çalışanlarının yönlendirmesi ile olur. Hesap açmakta talimat vermek de yalnız yapılamaz. Offshore hesap açmakta kanunla düzenlenmişti. Aktif pasif yükünün onda biri kadarı olması gerekti. Burada sorumluluğu bir tarafa yıkmak alenen haksızlıktır.

  • eno17 Kasım 2014 15:10

    Offshore hesap sahipleri de yayınlara çıkmalı ki tek taraflı fikir algısı oluşmasın. Yayınlarsanız tabii.