Fatih Çil [email protected]

Sürdürülebilirlik ne değildir?

Öncelikle bildiklerinizi unutun!

Çünkü ‘sürdürülebilirlik’ kavramı sandığınız şey değildir.

Her kavram, tarihsel birikimin sübjektif yaşanmışlıklarından anlam devşirir. Etimolojik gidersek; ele aldığımız kavramın ‘sürdürmek’ kelimesiyle hiçbir alakası yoktur. Çünkü nasıl sürdüreceğiniz ile alakalıdır. Yap ve yapmaları, sınırları, çerçevesi ve felsefesi vardır.

‘Sürdürülebilirlik’ kavramı; ‘hayatta kalmak’, ‘beka’, ‘idame’, ‘devam ettirmek’, ‘iflas etmemek’ benzeri kelimeleri de içerir fakat çok ama çok daha geniş bir manaya gelir. Evet, birbirlerine benzerler ancak ‘ateş’ ile ‘ateş böceği’ kadar fark vardır arada.

Öncelikle ‘Piar’ kavramı değildir. Sadece kârla açıklanabilecek ekonomi olayı değildir. Organik değildir, doğal değildir ya da yaptığınız şeyi daha iyi sürdürmek demek hiç değildir. Sıradan insanların, öğrencilerin, profesörlerin, çevre veya diğer bakanlık bürokratlarının ne demek olduğunu bir çırpıda söyleyebilecekleri kadar sıradan değildir.

Sadece bizim değil Amerikalıların, İngilizlerin, Hintlilerin, Fransızların, Almanların, Japonların ve sair milletlerin de cevabını tam olarak verebilecekleri bir kavram değildir. Uluslararası danışmanlık şirketlerinin bile tam olarak hâkim olmadığı bir konudur. 

Türk Dil Kurumu sözlüğünde bile karşılığı yoktur. Alçakgönüllü olmaya gerek yok. Ben kullanmaya başladığımda word programı tarafından düzeltilemeyen bu kelimeden ne anlamamız gerekir, şimdi onu söylemeye çalışalım. Zira ortak paydasına sözle anlam kazandıramadığımız kavramlar sahipsiz kalır. Bunlar üzerine düşünemez, fikir üretemez ve hatta konuşamayız.

Kimi kavramları zıddıyla öğrenmek daha kolaydır. 'Sürdürülebilir zalimlik'; 'sürdürülebilir dolandırıcılık', 'sürdürülebilir ahmaklık' sözcüklerinden yola çıkarsak bir yere varamayız. Sürdürülebilirlik olumlu bir kelimedir.

Kötü yani şer olan bir anlamda asla kullanılamaz. Aşk gibi, melek gibi, çiçek gibi huzur gibi veya cennet gibi olumlu duygu yaratmıyorsa, kullanımı yanlıştır.

Ancak yumuşak bir kavram değildir. İnsanoğlunun bugüne kadar ürettiği en çarpıcı ve kuvvetli kavramdır. İnsanoğlunun kısa dönemli sarhoşluktan kurtularak  “aklını başına alma ve vicdanını kullanma” çabasının deklarasyonudur.

Bu yüzden deklarasyonun yapılması bile kendi başına önemlidir.

“Zulüm ile âbât olanın ahiri berbat olur” sözünden ilhamla sürdürülebilirlik; akıl ve vicdan ile âbât olmanın yollarını “hep beraber” aramaktır. Bu yüzden  dünyaya, birbirimize  ve diğer canlılara yaptığımız bunca zulümden sonra geldiğimiz bu noktada, elimizde kalanın pırıltılı bir hiç olabileceğini anlamanın ve pozisyon almanın adına sürdürülebilirlik diyoruz.

Bu kadar bilgi birikimi ile yaptığımız yanlışlara devam edersek “Maymunlar Cehenneminden” kurtulmamız hiç mümkün değildir.