Erkin Şahinöz [email protected] Erkin Şahinöz

Not indirimi gelebilir

13 Temmuz 2015, 09:34 ---

Türkiye gibi kronik "tasarruf açığı" olan ülkeler, ekonomik büyümeyi finanse edebilmek için "yabancıların tasarrufları"na muhtaçtırlar.  Yabancı sermaye girişlerinin arttığı dönemlerde yüksek büyüme hızı yakalanır.  Yabancı sermayenin kuşkulu olduğu zamanlarda ise büyüme zayıf kalır. 

Bu açıdan bakıldığında son yıllarda dış konjonktür Türkiye'nin lehineydi.  Gelişmiş ülke merkez bankalarının uyguladığı sıfır faiz politikaları sayesinde küresel likidite son derece "ucuz"du.  Varlık alım programları da küresel likiditeyi tarihte görülmemiş düzeyde "bol"laştırmıştı.  Lakin, likiditenin böylesine "bol" ve "ucuz" olduğu bir dönemde önemli fırsatları teptik.

Sanayi ve tarımın ekonomi içindeki payının erimesini sadece seyrettik. Tarımın ölçeksizlik ve verimsizlik derdine derman bulamadık. İmalatın ithalata bağımlılığını azaltamadık. Hane halkının kontrolsüz borçlanma eğilimine set çekemedik. Üretimi, bilgi yoğun ve yüksek katma değerli mal ve hizmet üretimine arzu edilen düzeyde yönlendiremedik. "Orta gelir tuzağı"na yakalandık.  Enerji bağımlılığımızı azaltacak reformlarda yavaş kaldık.  Özetle; birinci nesil reformları başarıyla hayata geçirdik ama ikinci nesil reformlarda tıkandık (reformları ayrı bir yazıda detaylı işleyeceğim).

Bu tıkanıklık Türkiye'ye pahalıya mal oldu. İlişikteki grafikte görüldüğü gibi ekonomik büyüme son üç yıldır Türkiye’nin potansiyel büyüme hızı (talep yönlü enflasyon baskısı yaratmaya başlayan büyüme hızı eşiği) olan yüzde 4.5’un altında kaldı.  2015 te pek iyi gitmiyor.  Yılın ilk beş ayına ait verilerden ekonomik büyümenin yüzde 2 patikasında olduğunu tahmin ediyoruz (potansiyelin altı).

Düşük büyümenin normal şartlar altında enflasyonu da aşağı çekmesi beklenir.  Ama pek öyle olmadı.

Türkiye ekonomisi son yıllarda iki önemli şok ile karşı karşıya kaldı: Kur şoku ve Gıda şoku.  Kurdaki yüksek oynaklık ve sert yükselişler, ekonomik birimlerin beklentilerini bozmak ve belirsizlikleri artırmak suretiyle aktiviteyi olumsuz etkiledi.  Özellikle dolar-TL’deki yükseliş (toplam ithalatın üçte ikisi dolar cinsinden) enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturdu. 

Kurdan enflasyona olan yüksek geçişkenliğin yanı sıra enflasyonu olumsuz etkileyen bir diğer faktör de gıda şokuydu.  Küresel gıda fiyatlarındaki düşüş eğilimine rağmen içeride gıda fiyatlarında oldukça yüksek sayılabilecek enflasyon yaşandı.  TÜFE sepeti içinde yüzde 25 ağırlığa sahip olan gıda kalemindeki yıllık enflasyonun yüksek düzeylerde seyretmesi manşet enflasyonu yukarı çekti. 

Özetle, Türkiye kendi standardına kıyasla düşük hızda büyüdüğü bir dönemde göreli olarak yüksek enflasyonla mücadele etmek zorunda kaldı.  

Yabancı yatırımcıya sunduğumuz "düşük büyüme-yüksek enflasyon-düşük büyümeye kıyasla yüksek cari açık" pastası beğenilmedi.  Bitişikte çok önemli bir grafik bulunuyor. 

Geçen hafta Mayıs ayı ödemeler dengesi açıklandı. Detaylara boğmadan durumu tek bir görselde özetlemeyi tercih ettim. Eskiden sermaye girişi güçlüydü, giren sermayenin kalitesini beğenmezdik.  Şimdilerde o günleri mumla arar hale geldik.  2014 başından beri birkaç ay hariç sermaye girişi (mavi) cari açığı (kırmızı) karşılayamıyor. Sermaye girişi/cari açık konusu derecelendirme kuruluşlarının en hassas oldukları noktadır. Hele ki konu Türkiye ise.

"Sermaye girişinin cari açığının altında seyretmesi" durumunun içeride siyasi belirsizliklerin had safhada olduğu ve dışarıda Fed’in ilk faiz artırımına yaklaşılan dönemle örtüşmesi kredi notumuz açısından çok büyük bir tehdit arz ediyor.  Tırnaklarımızla kazıyarak kazandığımız "yatırım yapılabilir ülke" kategorisini kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. Makul bir koalisyonla mı yoksa erken seçimle mi olur bilemem ama mavi çizgiyi kırmızı üzerinde tutabilecek makro ekonomik ve siyasi ortam "en hızlı" şekilde sağlanamazsa not indirimi gelebilecektir.  Not: 26 Temmuz Pazar günü "Herkes İçin Finansal Piyasalar" eğitimimi tekrar açıyorum. Kayıt ve bilgi için [email protected] a mail atabilirsiniz.

Son söz:  "Dört şey geri gelmez. Söylenen söz, atılan ok, geçen zaman ve kaçırılan fırsat." Hz. Ömer

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
YAZARIN DİĞER YAZILARITümünü Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster