Dursun Ali Yaz [email protected] Dursun Ali Yaz

SEC ve Coca Cola sürdürülebilirlik sınavında

24 Kasım 2014, 00:18 ---

Son iki yazıya insan odaklı başlayıp çevreye duyarlı bir sonla bitirmiştim.

Bu sefer ‘SU’ özelinden giderek, ‘Sürdürülebilirlik İlkeleri’ ile hızla değişen;

i) Sermaye piyasalarının regülasyon modellemelerinin paydaşlar üzerindeki etkilerini,

ii) Toplum mühendisliğinin hukuki ve yaşamsal parametreleri ile

iii) Şirketlerin iş yapma biçimleri, stratejileri ve pratik hayata yansımalarını ele alalım.

Böylelikle, ülkemizde halen ‘çiçek böcek’ seviyesinde algılanan sürdürülebilirlik perspektifiyle alakalı, dünya çapında ilham veren uygulamalara değinerek, Türk iş dünyasına referanslar sunalım. 

Evet, ilk örneğimiz dünyadan.

Amerika Sermaye Piyasası Kurulu’ndan başlayıp, Türkiye’den Hindistan’a uzanan yolculuğa hazır mısınız?

 

Dünya örneği: Coca-Cola

Coca-Cola, ‘su nötralizasyonu’ kavramının öncü uygulayıcılarından biri. Özel sektördeki en özgün su yönetim programlarından birini oluşturdu ve geliştirmeye devam ediyor. Coca-Cola, aralarında Twenty University, WWF, Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (World Netural/Emvelo Group ile UNESCO-IHE’nin de bulunduğu bir grup örgütün üyesi.

Bu örgütlerin belirlediği ‘su nötralizasyon kriterleri’ ise şöyle:

‘Su ayak izi’nin tanımlanması, ölçülmesi ve raporlanması.
Mevcut operasyonel su ayak izinin azaltılması için ‘makul ve mümkün’ tüm adımların atılması.
Suyun, sürdürülebilir ve adil kullanımına odaklanan projelerin oluşturulması ya da desteklenmesine ‘makul yatırımlar’ yaparak, ‘artık su ayak izi’nin (bir şirketin su ayak izini azaltmak için elinden gelen her önlemi almasından sonra kalan miktar) telafi edilmesi.

Coca-Cola, varlıklarının, ürün sattığı toplumlara ait olduğunu, bu yüzden ‘iyi kurumsal yurttaşlık’ kavramının kendileri için yeni bir durum olmadığını vurguluyor.

Coca-Cola, sürdürülebilirlik kavramının içini doldurmakla, büyük bir marka değerine ulaştığını savunuyor. Marka değeri, iyi bir itibar anlamına geliyor ve şirketin piyasa değerinin önemli bir kısmını oluşturuyor.

 

Küresel kurumsal yurttaşlık

Coca-Cola gibi, tüm dünyada 200’ün üzerinde ülkede faaliyet gösteren çok uluslu yapılar tehditlere açık olabiliyor.

Mesela, Hindistan’ın Kerala eyaletinde 2001’de baş gösteren kuraklık sırasında, su kaynakları kuruduğunda, vatandaşlar önce Coca-Cola’nın yeni şişeleme fabrikasını suçladı. Fabrikanın bulunduğu köy heyetinin (Pancayat) Coca-Cola’ya açtığı dava, Yargıtay’a kadar gitti. Kerala Yüksek Mahkemesi’nin yaptırdığı bir yıl süren araştırma, Coca-Cola şişeleme fabrikasının kuraklıktan sorumlu olmadığını göstermiş olsa da, bu dava sürdürülebilirlik konularının 21’inci yüzyılda çok uluslu şirketlere nasıl zarar verebileceğine dair iyi bir örnek oluşturuyor. Özellikle de belli konulardaki haberlerin hızla yayıldığı internet çağında.

Hindistan’daki bu su sorunu, Coca-Cola’yı şişeleme fabrikaları, dağıtımcıları ve tedarikçileri üzerinden ‘küresel kurumsal yurttaşlık’ programını başlatmaya yöneltti.

Program, dört ana alanda iyileşme sağlıyor:

Pazar yeri, çevre, (özellikle su), işyeri ve toplum.

Bu program, faaliyet gösterdiği tüm dünyada sosyal paydaşlarının beklentilerinin üzerinde bir performans sergilediğini görmek için Coca-Cola tarafından geliştirilen bir süreç.

2007 sonu itibariyle Coca-Cola’nın tüm dünyada 90.500 çalışanı (2013 sonu:150 bin) bulunuyordu. Şirket, faaliyet gösterdiği her yerde, yerel meselelere kulak verip küresel bağlantılarını kullanarak benzersiz ve sürdürülebilir bir fark yaratmayı amaçladığını vurguluyor. Yerel topluluklarla ilişkiye girerek küresel önceliklere ilgi çekmeyi amaçlıyor.

Coca-Cola’nın küresel öncelikleri; Su yönetimi, Sürdürülebilir ambalajlama, Sportif ve Aktif yaşam biçimleri olarak belirlenmiştir. Örneğin Afrika’daki yerel öncelikler SU, HIV/AIDS, sıtma, eğitim ve girişimcilik.

Coca-Cola, şimdi Asya’da da başlattığı ‘Manuel Dağıtım Merkezleri’ni (MDC) Kuzey Afrika’da da açıyor. MDC’ler, klasik dağıtım modellerinin etkili ve verimli olmadığı, gelişmekte olan kentlerdeki pazarlarda hizmet vermek üzere oluşturan düşük maliyetli operasyonlar. Bu tip operasyonlara örnek olarak, üç tekerlekli, sepetinde geri dönüşümlü Coca-Cola kasalarını taşıyan bisikletler gösterilebilir. Şirket, bu tip uygulamaların dağıtım sıklığını artırdığını, istihdam yarattığını, itibar sağladığını ve MDC’lerin olduğu toplumlarda Coca-Cola markasının görünürlüğünü artırdığını ortaya çıkardı. Bugün Afrika’da 7.500 kişiyi istihdam eden 1.800 MDC bulunuyor.

Coca-Cola’nın sürdürülebilir ambalajlama ile sportif ve aktif yaşam biçimi faaliyetleri, şirkete, sorumlu bir kurumsal vatandaşlık sağlarken, şirketin sürdürülebilirlik bakış açısıyla yarattığı gerçek fark, küresel su yönetimi programında görülüyor.

Su olgusu, bir içecek şirketi olarak Coca-Cola’nın 126 yıllık tarihinde hayati bir başarı ve büyüme unsuru oldu. Şirket, tüm sektörler ve coğrafyalarda su kaynaklarına yönelik artan talebin çözümü için etkin ve entegre bir su kaynakları yönetiminin, her zamankinden daha gerekli olduğunu kabul ediyor. Zira, su riskleri artıyor ve doğal çevreye, küresel sağlığa, ekonomik ve endüstriyel gelişime zarar verecek boyutlara ulaşıyor. Coca-Cola için başarılı bir kurumsal su yönetimi programı geliştirmesindeki asıl zorluk, programını yerel durumlara uyacak şekilde değiştirebilmekti. Çünkü ortaya koyduğu ‘Su Yönetimi Programı’, şirketin kendisini ve dünya çapında 200’den fazla ülkedeki 300 şişeleme iş ortağını kapsıyor.

 

U.S. Securities and Exchange Commission (SEC) ve Sürdürülebilirlik

Üç konu, Coca-Cola’yı küresel su kullanımına yakından bakmaya zorladı.

İlki 1990’ların sonunda şirketin mineral su ve kaynak suyu gibi doğal su markalarını satın almaya başlamasıydı.

İkincisi, Temmuz 2003’de Hindistan Kerala’da Coca-Cola’nın şişeleme fabrikası nedeniyle suyun tükendiği iddiaları üzerine başlayan hukuk mücadelesiydi.

Son olarak 2003’de şirket, U.S. Securities and Exchange Commission (SEC) ABD Sermaye Piyasaları Kurulu’nun yatırımcılara yönelik olarak talep ettiği ‘Form 10-K’[1] raporuyla, su kalitesi ve su miktarı konusunu, bir iş riski olarak raporlamaya başladı.

Coca-Cola, 2004 ve 2005’te, tüm küresel operasyonlarında fabrika seviyesinde bilgi akışı sağlamak üzere ‘su riski analiz süreci’ geliştirmeye başladı. Coca-Cola, ayrıca su konulu konferanslara iştirak etti, akademik dünya ve STK’larla birlikte çalıştı. Sonuçta da, dahili üretim süreçleri, tedarik zincirinin nicelik ve nitelik riski analizi, topluma erişim ve şişeleme fabrikalarının bulunduğu yerdeki içme sularını da kapsayan 360 derecelik bir su değerlendirmesi oluşturdu. Bu ölçüm aracı, Coca-Cola’ya tüm küresel operasyonlarında ileri seviyede bir su anlayışı geliştirme fırsatı sağladı. 2007’de şirket, küresel operasyonlarında uygulanmaya başlanan bir entegre su stratejisi geliştirdi.

Coca-Cola’nın ‘su yönetimi stratejisi’ aşağıdaki alanlara odaklanıyor:

Fabrika performansı (suyun verimli kullanımı, su kalitesi, atık su arıtma);
Su havzalarının korunması (kaynakların muhafazası, afet yönetimi);
Sürdürülebilir toplumlar (temiz içme suyuna erişilir hale getirilmesi);
Küresel bilinç ve eylemler (uluslararası toplumu su riskleri hakkında bilinçlendirme ve hareket geçirme.)

5 Haziran 2007’de Coca-Cola, WWF ile uzun süreli bir işbirliği başlattığını ve tüm üretim sürecinde uygulayacağı bağımsız hedefini açıkladı: Coca-Cola’nın içeceklerinde ve tüm üretimlerinde kullandığı suyu doğaya geri vermek.

Coca-Cola, su kullanımı konusundaki basamakları şöyle özetliyor:

1.) Miktar azaltma,

2.) Geri dönüştürme,

3.) Yerine koyma.

Kullanılan miktarı azaltma konusunda Coca-Cola, içecek endüstrisindeki su kullanımı anlamında en verimli küresel şirket haline gelme hedefini koydu. Geri dönüştürme konusunda 2010 sonuna kadar küresel atık su arıtma ve yeniden kullanma standartlarına tamamen uymayı amaçlıyor.

Yerine koyma anlamında ise şirketin yağmur suyunun toplanması, yeniden ormanlandırma, tarım sulama suyunun verimli kullanımı, su kaynaklarının korunması ve toplumların bu kaynaklara erişiminin sağlanması alanlarındaki projeleri ve yatırımları destekleyecek.

Coca-Cola’nın ‘azaltma, geri dönüştürme ve yerine koyma’ yollarıyla kullandığı suyu geri verme vaadi, şirketi küresel operasyonlarında (yukarıda belirtilen) ‘su nötr’ bir şirket olma yoluna sokuyor.

Bu iddialı hedefler, zorlu bir mücadele olacağının habercisiydi. The Coca-Cola Company’nin bu kararı, dünya üzerindeki iştiraklerinin davranışlarını hemen etkiledi. Türkiye iştiraki olan, Coca-Cola İçecek, Mart 2008’de Türkiye’de ilk kez GRI’ın G3 Kılavuzu’na uygun sürdürülebilirlik raporunu yayınladı. Bu yazının kaleme alındığı günlerde beşinci raporu yayımlamış durumda. Türkiye’deki şişeleme faaliyetinde bulunan Coca-Cola İçecek A.Ş. sürdürülebilirlik raporunun beşincisini GRI 4 kılavuzuna uygun olarak hazırlayan ilk şirket olma özelliği taşıyor.

 

Su yoksa Coca-Cola da yok

Su, Coca-Cola’nın ürettiği içeceklerin neredeyse tümünün temel bileşeni. Güvenli su kaynaklarına erişim olmadan işini sürdüremez. Ancak suyun, Coca-Cola’nın işindeki payından daha da önemlisi, ekosistemlere, insan sağlığına, ilerlemesine ve gelişimine olan etkisi. Bu nedenle, şirketin açıkladığı küresel ölçekte gerçekten suyun sürdürülebilirliğine dayalı iş yapma hedefi, suyun tüm dünyadaki insanlar, canlılar ve ekosistemler adına korunmasına odaklandığı için, en önemli aşama olacak[2].

Görüleceği üzere, sürdürülebilirlik kavramının üç temel ilgi alanından olan çevre faktörüne bağlı ‘su kaynakları’ konusu; risk analizi talep eden Amerika Sermaye Piyasası Kurumu’ndan, susuz kaldığını iddia eden insanların dava açmalarına kadar bir dizi boyutta ortaya çıkabiliyor. 

Bir sonraki hayret verici örnekler ise, ülkemizden olacak.

@DursunAliYaz

 

(1) http://assets.coca-colacompany.com/d0/c1/7afc6e6949c8adf1168a3328b2ad/2013-annual-report-on-form-10-k.pdf

(2) Dünya’nın Geçici Bekçileri, Mervyn King&Teodorina Lessidrenska, Caretta Kirapları, İstanbul, Ocak 2010, s. 103-107.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
YAZARIN DİĞER YAZILARITümünü Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster