Dursun Ali Yaz [email protected] Dursun Ali Yaz

B Planı yok! Çünkü başka gezegenimiz yok!

17 Kasım 2014, 07:54 ---

1 milyar 300 milyon insanın temiz su kaynağına ulaşamadığını belirtmiştik. Bu sorun, 10 yıl sonra 3,5 milyar insanı doğrudan etkileyecek bir boyuta ulaşacak. Yine gelişmekte olan ülkelerde hastalıkların yüzde 80’nin su kaynaklı olması çarpıcı, hatta her yıl 5 yaşın altındaki 3,5 milyondan fazla çocuğun ishal ve akut solunum yolu enfeksiyonlarından hayatını kaybetmesi insanlık ayıbıdır.

Bu satırları okuyanların pek çoğu, su sıkıntısının bize uzak olduğunu düşünüyor olmalı.

O zaman, okumaya devam etsinler.

‘B Planı yok!

Çünkü ‘Yaşayabileceğimiz Başka Gezegen Yok’ diyen Ban Ki-moon, oldukça ciddi uyarılarda bulunuyor.

Su, insanoğlunun yaşaması için gerekli en temel ihtiyaç maddelerinden.

İçecek, tarım, temizlik yanında sanayi sektörlerinin bile vazgeçilmez unsurudur. Yakın zamana kadar dünyadaki suyun sınırsız olduğu kabul edilirdi.

Ancak ABD’nin Georgia Eyaleti’nin başkenti Atlanta’da suyun nerdeyse tükendiği 2007 yazında, hatalı su boruları ve çöken kanalizasyon nedeniyle belediyeye davalar açıldı.

Yine, Avustralya’da Queensland Su Komisyonu, ‘Son on yılın en büyük kuraklığı nedeniyle, vatandaşların su kullanımına yönelik kısıtlamalar getirdi.’ Örnekleri İngiltere’den Yunanistan’a, Afrika’dan Hindistan’a uzanan geniş bir hinderland içinde artırmak mümkün, ancak gerek yok.

Birleşmiş Milletler, 2006 İnsani Gelişme Raporu’nda bu konudaki ürkütücü sonuçlarına değinirken; ‘Su ve hijyen; yoksulların sorunudur’ diyor ve devam ediyor.

‘Suya erişimi olmayanlar arasında her 3 insandan 2’si günde 2 doların altında, hijyen koşullarına sahip olmayan 660 milyondan fazla insan ise günde 2 doların altında ve 385 milyondan fazla insan da 1 doların altında gelirle yaşıyor.’

Türkiye; su fakiridir

Benzer yanılgı ülkemiz için de geçerlidir.

Kendinizden başlayarak kime sorarsanız sorun! Ülkemizdeki su kaynaklarının yeterli düzeyde olduğu zannedilir.

Bakalım öyle mi?

Topraklarımıza, düşen yıllık yağış miktarı 501 milyar m³’dür. Bunun yüzde 37’sine karşılık gelen 186 milyar m³’ü doğrudan yer altına gidiyor, sadece 95 milyar m³’ü ekonomik olarak kullanılabilir şekle dönüşebiliyor.

Ülke yüzeyine yılda düşen ortalama 630-643 mm yağışa karşılık yenilenebilir su potansiyeli 234 milyar m³ olup, bunun 41 milyar m³’ü yeraltı suları, 193 milyar m³’ü ise akarsulardan oluşuyor.

Türkiye’de kişi başına düşen yenilenebilir su potansiyeli 2000 yılı nüfusu göz önüne alındığında yaklaşık 3.000 m3, dünya ortalaması ise 7600 m3. Bugüne kadar yapılan hidrojeolojik etütler sonucu Türkiye’de 13,66 milyar m3 yer altı suyu potansiyeli tespit edildi.

Su fakiri olarak nitelendirilmese de, teknik ve ekonomik olarak kullanılabilir yıllık su miktarı 1500 – 1735 m3 olan Türkiye, su kısıtlılığı bulunan ülkeler arasında yer alıyor.

Başka bir araştırmaya göre, Türkiye’deki ise bu rakam 1.430 m3 civarında.

Şimdi, bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için, kişi başına düşen yıllık su miktarının en az 8.000-10.000 m3 aralığında olması gerekiyor.

Türkiye’ninde aralarında bulunduğu ABD, Çin, Hindistan, Endonezya, Meksika, Güney Afrika olmak üzere toplam yedi ülke yani dünya nüfusunun yarısı ‘su fakiri’ durumunda.

Çevreye yatırım, gelirleri artırıyor

Üretim ve ticari faaliyetlerinin çevresel etkileri artarak muazzam boyutlara ulaşıyor. Bu gidişle, 2030 yılından bu dünyadan bir tane daha gerekecek. Ölçek ekonomisindeki kuruluşların faaliyetlerini belli ilkeler ışığında revize etmesini isteyen kimi düzenlemeler tavsiye niteliğinde iken kimileri zorunlu, kimilerinde ise yasal alt yapısı tamamlanmış ve yürürlük için süreler tanınmış durumda.

Dolayısıyla, Şirketler, Belediyeler, Sivil Toplum Kuruluşları, Sermaye Piyasaları, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler yaklaşan tsunaminin farkındalar.

Sürdürülebilirlik ilkelerinin ilk şekillenmeye başladığı günlerde, bazı şirketler, bu perspektifi dayatma algılayarak, ilgisiz kalmayı tercih ettiler. Ancak rakiplerinin uygulamalarıyla ortaya çıkan verimlilik artışını gördüklerinde, yanıldıklarını fark ettiler.

Sürdürülebilirlik alanında duyarlı, sürdürülebilirlik ilkelerinin üç esaslı damarından olan ‘çevre’ boyutunun, yine en önemli kırılımı olan ‘su’ konusuna hassasiyetle eğilmiş, hem doğaya hem iş süreçlerine hem de maliyetlerine yönelik olumlu kazanımlar elde eden şirket örnekleri, yine bir sonraki yazıya kaldı.

@DursunAliYaz

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
YAZARIN DİĞER YAZILARITümünü Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster