Prof. Dr. Serra Eren Sarıoğlu [email protected] Prof. Dr. Serra Eren Sarıoğlu

Likit fonlar ve kısa vadeli bono fonları üzerine bir analiz

31 Aralık 2015, 10:11 ---

Son bir yılda yatırım fonlarının toplam portföy büyüklüğü yaklaşık %9 artış göstererek 37,4 milyar TL’ye ulaştı. Portföy büyüklüğü açısından incelendiğinde bu piyasanın %81’i para piyasası ve borçlanma araçları fonlarından oluşmakta. Yine, portföylerinin büyük bir kısmını borçlanma araçlarından oluşturan yatırım fonlarının portföy büyüklüklerine bakıldığında, kısa vadeli borçlanma araçları fonlarının %80’lik bir paya sahip olduğu görülmekte. Katılımcı sayısı açısından yapılan incelemede bu tespiti desteklemekte: 3,2 milyon toplam katılımcısı olan yatırım fonu piyasasında, para piyasası ve kısa vadeli borçlanma araçlarına yatırım yapanlar toplam 2,6 milyon ile %81’lik pay almakta. Bu tablo göstermektedir ki, Türk yatırım fonu piyasası katılımcısı hem kısa vadeli hem de sabit getirili finansal enstrümanları tercih etmekte. Bu durumda, bu tip bir katılımcı için yatırım fonunun mevduatın alternatifi bir araç olarak algılandığını ve fon performansının mevduat getirisi ile kıyaslanarak ölçüldüğünü söyleyebiliriz.

Bu yazımızda işte bu noktadan hareket ederek, geçen sene vadeli mevduatta parasını değerlendiren bir yatırımcı ile kısa vadeli bono ya da likit fonlara yatıran bir katılımcının elde ettikleri getiriyi kıyasladık. 

Alternatif 1: 1.000 TL’sini aylık vadeli mevduatta değerlendirmeyi tercih eden bir yatırımcı için mevduat faizi olarak TCMB tarafından hazırlanan “Bankalarca Türk Lirası Üzerinden Açılan Mevduat Ağırlıklı Ortalama Faiz Oranları”nı kullandık. Ekim 2014’ten itibaren bir aylık vadelerle yatırılan paranın Eylül 2015 sonunda ulaşacağı net tutar 1.080,44 TL’dir. Bu durumda mevduat sahibinin yıllık getirisi % 8,04 olmuştur.

Alternatif 2: 2014 yılının Ekim ayı başında 1.000 TL’lik birikimini likit veya kısa vadeli bono yatırım fonlarında değerlendirmeye başlayan bir yatırımcının 2015 Eylül sonu itibariyle elde edeceği getiriyi hesaplayalım. Hesaplamalarda kategorideki fonların ortalama getirisi kullanılmıştır.

Yatırım fonlarında stopaj kesintisi, satış esnasında elde edilen gelirden % 10 oranında kesilmektedir. Bu nedenle analizimizde, bir yılın sonunda yatırımcının fonunu sattığı varsayımından hareketle bu kesinti de dikkate alınmış ve yıllık getiriler hesaplanmıştır. Her iki fon kategorisinin ortalama getirisi de görüldüğü üzere mevduatın yıllık getirisinden düşüktür.

Peki, kategorilerin içerisinde mevduattan daha yüksek getiri sağlayan fonlar yok mu?

Likit fonlar arasında mevduattan yüksek kazandıran 12 adet fon bulunmakta. Bu fonların toplam portföy büyüklüğündeki paylarının sadece %2 olması ise bunların daha ziyade küçük fonlar olduğunu göstermekte. Diğer bir deyişle, likit fon piyasanın %98’i geçtiğimiz bir yılda mevduatın altında performans göstermiştir. Mevduatın üzerinde kazandıran fonların performansına baktığımızda ise %8,24 ortalama yıllık getirinin mevduattan sadece %0,2 oranında farklılaştığı görülmektedir. Likit fonların mevduata göre daha başarısız olanlarının ortalama getirisi ise %7,8’dir. Bu durumda likit fonların %98’inin mevduat getirisini dahi yakalayamadığı ortadadır.

Kısa vadeli bono fonlarında da tablo benzer nitelikte. Bu kategoride yer alan fonlardan sadece 4 tanesi geçen bir yılda mevduattan daha iyi bir getiri sağlamış. Bu da tüm kısa vadeli bono fon büyüklüğünün %0,8’ine karşılık gelmekte. Bunun anlamı, geçtiğimiz bir yıl itibariyle kısa vadeli bono fonlarının %99,2’sinin mevduat getirisini dahi sağlayamamış. Getiri oranları incelendiğinde ise, mevduattan yüksek kazandıran fonların %8,94 ile mevduattan % 0,90 daha fazla kazandırdığı görülmekte.  Kısa vadeli fonların mevduata göre daha başarısız olanlarının ortalama getirisi ise %6,9’dur. Bu durumda kısa vadeli fon piyasasının %99’unun, mevduatın %1,08 altında performans sergilediği ortaya çıkmakta.

Şimdi başa dönecek olursak, toplam 37,4 milyar TL’lik yatırım fonu piyasasının yaklaşık %65’ini oluşturan likit ve kısa vadeli bono fonlarının yaklaşık %97’si geçtiğimiz bir yılda mevduattan daha düşük bir performans sergilemiş.  Bu nedenle yukarıda belirttiğimiz gibi, kısa vade ve sabit getiri odaklı Türk tipi yatırımcının çoğunluğunun mevduata alternatif bir araç olarak gördüğü fon piyasasında beklentilerine yanıt bulamadığı ortada.

Peki, yatırımcılar için bunun anlamı fon piyasasından uzak durmak mıdır?

Bu noktada sağlıklı yaklaşım, yatırımcının fon piyasasından uzak kalması değil birikimlerini değerlendireceği fonların seçiminde daha detaylı ve analitik bir yaklaşım geliştirmesi. Zira yaptığımız tüm bu incelemeden de anlaşılacağı üzere fonun kısa vadeli, risksiz ya da düşük riskli, sabit getirili olması mevduata eşdeğer bir getiri elde edilebileceği anlamına gelmemekte. Yatırımcının, fonun geçmiş getirilerin incelenmesi, mevduatla kıyaslanması, bu performansın sürekliliğinin araştırılması gibi incelemelerden sonra karar vermesi daha doğru olacaktır.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster