Ayça Karaca [email protected] Ayça Karaca

AB Sermaye Birliğine giderken

07 Nisan 2015, 12:05 ---

Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu kuran Roma Anlaşması’nın hedeflerinden biri olan serbest sermaye akışı hayali anlaşmanın imzalanmasından yaklaşık 50 yıl sonra gerçeğe dönüşüyor. Avrupa Komisyonu’nun 18 Şubat’ta yayınladığı Sermaye Piyasaları Birliği (SPB) tasarısı sermaye için tek pazar kurup engelleri ortadan kaldırarak bu vizyonu gerçeğe dönüştürmeyi hedefliyor. ABD Kongre uzmanı James K. Jackson’ın yayınladığı “Avrupa Sermaye Piyasaları Birliği”  adlı özel raporda Komisyon’un yeni tasarısına ilişkin Kongre’nin görüşleri yer alıyor.

Raporda, Avrupa Komisyonu’nun yayınladığı SPB tasarısının Bankacılık Birliği yaratılmasına yönelik girişimleri tamamlayıcı nitelikte olduğu belirtiliyor. SPB, 28 üyeli AB’nde sermaye piyasalarını güçlendirmeyi ve Avrupalı şirketler tarafından genel olarak kullanılan banka merkezli fon bulma sistemine geçerli bir alternatif sunmayı planlıyor. Bankacılık Birliği ise SPB’nden ayrı olarak özel bankaların sistemik yanlışları ve kamu borcu arasındaki bağı kırmayı hedefliyor. Ayrıca finansal sisteme istikrar sağlayarak SPB’ni desteklemeyi de amaçlıyor. 2008-2009 finansal krizi ve 2010-2012 Avrupa borç krizinin Avrupa’daki ekonomik kalkınma görünümüne engel olmaya devam etmesi nedeniyle şirketler tarafından yapılan yeni yatırımlar kriz öncesi düzeyinin altında kalmaya devam ediyor. Banka kredi verme oranları da zayıf seyrini sürdürüyor.

Raporda, AB finansal piyasalarının önemli finansal ürünlerin standardizasyonunda büyük eksiklik yaşadıkları ve ulusal düzeylerde yerel finansal kuruluşların egemenliğinin devri konusunda direnç olduğu da kaydediliyor. Bu sorunların bazılarının SPB kapsamında öngörülen önlemler ile aşılabileceği ancak diğer sorunların AB finansal piyasalarının bölünmüşlüğüne katkıda bulunmaya devam edeceği ifade ediliyor.

Başlangıç adımları

SPB’ni yaratmaya yönelik başlangıç adımlarının arasında sermaye piyasalarının fon sağlamasına yönelik mevcut engelleri tanımlamak ve ortadan kaldırmak yer alıyor. Her ne kadar bu öneri uzun vadeli olarak tasarlansa da Avrupa Komisyonu “iyi düzenlenmiş ve entegre olmuş” bir SPB için temel yapı taşlarını yakın dönemde oluşturmayı amaçlıyor.

AB’nin SPB yaratmaktaki temel amaçları ise şöyle sıralanıyor:

1)    Küçük ve orta ölçekteki işletmelerin fonlara erişimini kolaylaştırmak,

2)    AB içerisinde yatırım maliyetini ve yatırım ürünlerine erişimin maliyetini eşitlemek,

3)    Sermaye piyasalarından finansman sağlama sürecini daha kolay ve anlaşılır hale getirmek,

4)    Başka bir AB üyesinden fon sağlamaya yönelik çabaları güçleştiren gereksiz hukuki veya denetime ait engelleri ortadan kaldırmak.

Sermaye piyasaları, fonları tasarruf sahiplerinden yatırım amaçlı yapılan işlere transfer etmenin aracısı olarak hizmet veriyor. Bu süreç bankaların krediler yoluyla fonları direkt sağlamasıyla  ya da mevcut sermaye piyasalarının –özellikle hisse ve şirket tahvili piyasaları- aracılığıyla gerçekleşiyor. ABD’nin aksine Avrupa’da hisse, tahvil piyasaları ile diğer finansal piyasalar ekonomik büyüme ve iş yatırımlarını finanse etmekte küçük bir rol oynuyor. Avrupa’da şirketler fon için ağırlıklı olarak banka kredilerine yöneliyor.

Raporda ABD ve Avrupa ekonomilerinin 2013’te kabaca aynı büyüklükte olsa bile  ABD hisse senedi piyasasının değerinin 22,3 trilyon dolar ile ABD GSMH’sının %130’una karşılık geldiği belirtiliyor. Buna karşılık 12,6 trilyon dolar değerindeki  Avrupa hisse senedi piyasalarının ise AB GSMH’sının %78’i büyüklüğünde olduğu ifade ediliyor. Ancak AB bankalarının varlıklarının 2013 yılı değeri 44 trilyon dolar olarak hesaplanırken bu değer AB GSMH’sının yaklaşık 3 katını oluşturuyor. ABD bankalarının varlıklarının değerinin ise 16 trilyon dolar ile ABD GSMH’sının altında olduğu tahmin ediliyor. Avrupalı şirketler tarafından yapılan şirket tahvilleri ihraçları ise   ağırlıklı olarak en büyük  şirketler tarafından  gerçekleştiriliyor.

Rapora göre Avrupa Komisyonu SPB’ni fon kaynaklarını çeşitlendirmenin ve özellikle küçük şirketler için sermayeye ulaşımın maliyetini düşürmenin bir yolu olarak görüyor. Daha entegre sermaye piyasalarının sermayenin akışını daha etkin bir yapı ve aracılar yoluyla geliştireceği öngörülüyor. Ayrıca Avrupa ekonomisinin kamu borcunda artışa yol açmadan ekonomik ve finansal şoklarla baş edebilme yeteneğini arttırması da  hedefleniyor.

Raporda SPB’nin Avrupa Komisyonu ve Avrupa Yatırım Bankası’nın (AYB) Kasım 2014’te açıkladığı özel sektör yatırımlarını teşvik etme amacı güden 315 milyar Euro tutarındaki (340 milyar dolar 1.08 dolar:1 euro) Yatırım Planı üzerine kurulduğu belirtiliyor. Yatırım Planında  AB’nin Stratejik Yatırımlar için Avrupa Fonu oluşturması öngörülüyordu. Bu Fon’un, AB bütçesi aracılığıyla  AYB tarafından sağlanan 16 milyar Euro tutarındaki garanti  ve 5 milyar Euro tutarındaki kamu ve özel fonlarının bir araya gelmesiyle kaldıraç etkisi yaratması hedefleniyor. Bu Fon aracılığıyla enerji ağları ve etkinliği, ulaştırma, eğitim ve araştırma ve inovasyon projelerinin finanse edilmesi amaçlanıyor.

ABD’ye olan etkileri

Kongre Raporunda SPB’nin ABD’ye olan etkileri de ele alınıyor Daha etkin Avrupa sermaye piyasalarının geliştirilmesinin Avrupa’da bulunan ABD şirketlerinin  faaliyetlerini kolaylaştıracağı öngörülüyor. Ayrıca, Avrupa finansal piyasalarının ve şirketlerinin ABD şirketlerine karşı rekabetçi pozisyonunu güçlendireceği de tahmin ediliyor. SPB’nin başarıyla uygulanmasının uluslararası finansal piyasaların stabilizasyonunda da yardımcı olabileceği de belirtiliyor. Her ne kadar Avrupa bankaları 2008-2009 krizinin başında yeterli sermayeye sahip olsalar da, halen  kısa dönemli dolar fon piyasalarına  olan bağımlıkları istikrarı tehdit edici olarak yorumlanıyor.

Bank for International Settlements (BIS) raporlarına göre ise kısa dönemli dolar fonlaması yapan piyasalar kriz sırasında finansal gerilimin finansal piyasalara ve ulusal sınırlara iletilmesinde  aşmasında başlıca aracı  oldular. Diğer bankaların kredi riski ve potansiyel kayıplarının büyüklüğü bankaları likiditelerini arttırmaya teşvik etti. Bu durum Avrupalı şirketlerin fonlara erişimini de ciddi ölçüde kısıtladı. Özellikle ABD bankalarının yurtdışındaki bağlı şirketlerinden ciddi büyüklükte likidite çekmeleri büyük mevduat ve döviz swap piyasaları da dahil olmak üzere tüm finansal piyasaları etkiledi. Bu piyasalar krizin ilk aşamasında çöktüğü zaman Fed diğer merkez bankalarıyla döviz swap anlaşmalarını da içeren bir dizi sıra dışı önlem almak zorunda kaldı.

Bu çerçevede raporda şirketler için istikrarlı fon kaynaklarına ulaşımı ve daha fazla şeffaflığı teşvik eden politika önlemlerinin finansal krizin tekrarını potansiyel olarak önleyebileceği belirtiliyor. Ancak SPB önerisinin olumlu yönlerine karşın yakın dönemde büyümenin zayıf görünümü ve deflasyona ilişkin artan endişelerin şirket yatırımlarını teşvike yönelik çabaları boşa çıkarabileceği vurgulanıyor.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster