Adem Simit [email protected]

Okulunu bitirene 100 bin TL veriyorlarmış!

Türkiye’nin 10 seneden bu yana pek fazla çözüm üretemediği bir ekonomik sorundur işsizlik. Hele genç işsizlik daha da çok baş belasıdır. TÜİK’in en son rakamlarına göre işsizlik oranı %10 iken genç işsizlik oranı yaklaşık  %18,7. Yani neredeyse iki katı büyüklükte. Bir de bunların içine istemediği işte çalışanları, işsiz kalmamak için düşük ücretle çalışmaya razı olan gençlerimizi katarsak bu rakam bir hayli büyüyor. Ben her zaman derim: “Kardeşim bu ülkenin sadece yer altı zenginliği yok! Milyonlarca dolarımızı petrol v.s bulabilmek için harcadık. Biraz da yer üstü zenginliklerimize (Gençlerimize) yatırım yapma zamanı gelmedi mi?” diye. Gerçekten de gençlerimizi artık şu işsizlik belasından kurtarmanın, okurken bile gelecek kaygısı yaşamaktan korumanın zamanı gelmedi mi?

İşte bu duygularla geçtiğimiz günlerde bir haber başlığını gördüğümde sevindim. “Anam o da ne 100 bin TL mi?” diye. Sonra başladım haberin içeriğini okumaya. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, üniversite sınavında ilk 5 bine girenlerden matematik, fizik, kimya ve biyoloji bölümlerini tercih edenlere aylık 2 bin lira burs verecekmiş. Bir de mezun olduğunda eğer icatları, projeleri olursa, o projelerine destek olarak 100 bin TL alacaklarmış. Acaba ben mi yanlış okudum diye bir daha okudum. Cık aynen böyle yazıyordu. Bu yazılanlar bana biraz saçma geldi size de gelmiyor mu?

Ya hu kardeşim bir kere ilk 5 bine giren adam niye biyoloji bölümüne girsin. Gider hukuk, PDR, Fizik Tedavi (Mezun olunca direk 4-5 bin TL ile mezun oluyor.), eczacılık hatta biraz zorlarsa Tıp okur. Bu adam niye biyoloji okusun okuduktan sonra işsiz kalmak için mi? Bu bölümleri okuyan adam ezberci eğitim sisteminde hele ki, seni iş dünyasına hazırlamayan bir üniversite eğitiminde nasıl proje üretsin de o 100 bin TL’yi alsın. Bir de bu adam girişimci olacaksa, projelerini hayata geçirecekse bu adama niye bu bölümleri okutarak zaman kaybı yaptırıyorsun ki?

Sevgili Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sen bunun yerine girişimcilik okulu (bölümü) açsan da, bu bölümdekileri öğrencileri proje bazlı, pratiğe yönelik olarak yetiştirsen. Sonra bu okulu bitirebilmek için mezuniyetten önce proje, tez yazmayı zorunlu koşsan ve bu projelere 100-500 bin TL arası destek versen. Memur ve işçi yetiştirmek üzerine inşa edilmiş eğitim sisteminden bir nebze kurtulmuş olmaz mıyız? Aslında gizli kalmış binlerce cevheri (girişimciyi) keşfetmiş olmaz mıyız? O zaman yepyeni buluşlar, küresel markalar ortaya çıkmaz mı? Bunun ekonomiye etkisini düşünebiliyor musunuz?

Bir kere bu proje belki de yepyeni küresel markaların başlangıcı olacak. Ayrıca iş arayan genç modelinden işveren genç modeline geçmiş olacağız. Yani o genç kendine iş bulmakla birlikte yanında birçok genci de çalıştırmış olacak ve işsizlik oranını düşürmüş olacak. Bir de firma ihracata yönelikse ülkeye döviz getirecek. Dolaylı yönden cari açığımız da iyileşme olacak.

Kimse kusura bakmasın ama eğer biz küresel güç olacağız diyorsak. Üretimi, spontane kurulan ve geleceği belirsiz işletmelere değil; ayağı yere basan, eğitimini almış, geleceği planlı, hedefi küresel olan şirketlere işletmelere bırakmak zorundayız!

Yoksa gençlerimizi işçi, memur olmak üzere yetiştirip sonra onlardan küresel marka oluşturmasını bekleyecek kadar iyi niyetli olur ve bu iyi niyetimizle kalırız.

Twitter: @ekonomiperver